Kulis Dergisi’ne yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin daha hızlı kalkınmasının önündeki en büyük engelin terör olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kavranoğlu, terörle mücadelenin Türkiye’ye oldukça zaman kaybettirdiğini ve başta FETÖ olmak üzere birçok yasadışı terör örgütünün ülkenin gelişmesine engel olmak için var olduğuna dikkat çekti.

 
‘BİLGİ EKONOMİSİ’NE GEÇİŞİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ’
“Dünya 3. veya 4. Sanayi Devrimi safhasında. Bu konuda ABD’li yazar Jeremy Rifkin'in konuşmalarının tamamına katılmasam da konuyu güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle Almanların başını çektiği Sanayi 4.0 ile 4. Sanayi Devrimi karıştırılıyor. Sanayi 4.0, üretimin otomatik hale getirilmesi demek. Yani üretimde işçi yerine robot ve otomasyon kullanılması demek. Bizim açımızdan ise işçilerin yerini robotların alması projesi çok da arzu edilen bir çözüm metodu değil... Bizim amacımız Sanayi 4.0’ı benimseyerek klişelerin peşine gidip, kendimize gol atıp, yeterince olmayan sanayimizi bir de otomasyona geçirmek olmamalı. Endüstri 4.0'a geçilmesi demek; var olan sanayimizde Almanlar ve diğer gelişmiş ülkelerin üretim teknolojilerine milyarca avro yatırılması demek. Bu paradigma gelişmiş batı ülkelerinin rekabet etmek için geri kalmış Doğu’nun ucuz işçiliğine muhtaç olmaktan kurtulma girişimidir. Bizim devlet olarak, vereceğimiz teşviklerle böyle bir seferberliğe girmemizin beklenmesi yanlış olur.  Bizim ihtiyacımız olan şey; yapısal reformlar yaparak Türkiye'de Bilgi Ekonomisi alanına geçişin önünü açmak olmalıdır. Var olan sanayinin daha az işçiye iş vererek aynı işi yapmasına yarayacak modernizasyonu teşvik etmek değil…
 
‘FETÖ VE DİĞER FALEKETLERLE MEŞGUL OLUYORUZ’
Biz 1. sanayi devrimini tamamen ıskaladık, 2. sanayi devrimini de büyük ölçüde ıskaladık. Ya 3. Sanayi devrimi? Terörle, baş belası FETÖ, çevremizdeki felaketlerle o kadar meşgulüz ki, bu hengâmede 3. Sanayi Devrimini ıskalıyoruz. 3. sanayi Devrimi’ni ıskalamanın bedeli çok ağır olur. Bu problemin Sanayi 4.0 a geçiş olarak anlatılması tamamen yanlış ve beklenin aksine bizi asıl yapmamız gerekenlerden uzaklaştırır. 3. Sanayi Devrimi ve Bilgi Ekonomisi’ne geçiş teşvik paketleri veya para vermekle olmaz, temel yapısal değişiklikler yaparak olur.
 
‘KALKINMANIN YOLU BİLİM, TEKNOLOJİ, GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ’NDEN GEÇİYOR’
16 Nisan referandumunda ‘evet’ dedikten sonra Bilgi Ekonomisi alanı için yapısal değişiklikler ile 3. Sanayi Devrimini ıskalamayacağız. Güçlü ve müreffeh ülke, güçlü ekonomi ve kalkınma için uygun Bilim-Teknoloji-Girişimcilik Ekosistemi olmazsa olmazdır. Bilgi Ekonomisine geçiş için de gereken şey kanunları değiştirerek Bilim – Teknoloji - Girişimcilik ekosistemini kurmaktır.”
 
“ZENGİNLİĞİN KIYMETİ BİLİMLE ÖLÇÜLÜYOR”
"Dünyada artık zenginliğin kıymeti petrol, tabii kaynaklarla değil bilimle ölçülüyor. Bakıldığında Japonya, Almanya'da yer altı madeni yok ama dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alıyor. Singapur'da 1960'lı yıllarda kişi başı milli gelir 2 bin dolar seviyesindeyken bugün 60 bin dolar seviyesinde. Bu bilim ve eğitim ile elde edilmiş bir şey."

“SIÇRAMA YAPMAMIZ GEREKİYOR”
"Türkiye'nin 2023 hedefleri arasında dünyanın en büyük ekonomisine sahip ilk 10 ülke arasına girmek yer alıyor. Mevcut üretimimizi artırarak bunu başarabilmemiz zor görünüyor. Aynı büyüme seviyelerinde gidersek kişi başına gelirimiz 19 bin dolar seviyelerine kadar yükseliyor. Mutlaka sıçrama yapmamız gerekiyor."

“ÜNİVERSİTE SİSTEMİMİZ ESKİDEN KALMA”
"Bilgi ekonomisine geçmiş ülkelerde çok iyi üniversite sistemi var. Çok iyi bir eğitim ve insan kaynakları sistemi var. Nobel ödüllerinin alınabildiği, önemli araştırmaların yapıldığı üniversiteler. Dünyada gelişmelerin takip edildiği ve oluşturulduğu laboratuvarları olan, değerli hocaları çalıştıran üniversiteler. Mesela bizim bir tane ağabeyimiz Aziz Sancar. Amerika'da çalışıyor ve orada Nobel aldı. Aziz Sancar'ı oradan alsak getirsek Türkiye'deki bir üniversiteye koysak aldığı Nobel ödülünü bile unutur ve kesinlikle bir daha Nobel alamaz. Bizim eskiden kalma bir üniversite sistemimiz var ve Türkiye'de nice Aziz Sancar'ları söndürüyor. Onların başarılı olmasını engelliyor."

“EĞİTİMDE İSTEDİĞİMİZ SEVİYEDEN UZAĞIZ”
"Bir insanı ne açıdan bakarsanız bakın en faydalı hale getirecek olan insana vereceğiniz eğitim ve kendini geliştirme imkanlarıdır. Eğitime yüksek öğrenim hariç yılda 120 milyar lira harcıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın döneminde sağlık ve eğitimde kaynaklarımızı sınırsız aktardık. Gelişmiş ülkelerin seviyesini yakalamak için her şeyi yaptık ama eğitimde henüz istediğimiz seviyeden uzağız.