Geçmişte, Gebze dahil Ülke’nin bir çok yerinde benzer manzaraları daha çok görürdük. Gecekondulaşma diye bir haksız yer edinme durumu vardı, vatandaş köyünden gelmiş boş bulduğu arsaya bir gecede evi konduruş, hazine çıksa çok sorun değil, orman çıksa da problem yoktu ama tapulu arsalara bile gece konan evler vardı. Bu evlere yerleşenler, hak iddia edip, ev sahibi oldukları gibi yıkım manzaraları da yaşanırdı. Ve işte o yıkımlarda, evine kendisini zincirleyen, kolluk kuvvetleri ile kavga eden, yaşlısını, hamilesini, hastasını kullananlar, yürek burkan görüntüler izlerdik. Gece konacak yer kalmadığı için artık bu tür görüntüleri de yaşamaz olmuştuk. Taa ki, TOKİ diye, ‘yoksula ucuz konut kazandırmak’ gibi ‘ulvi’ bir hedefle kurulmuş olmasına rağmen, Türkiye’nin tamamını kendi parseli gibi gören bir baş belamız olana kadar. TOKİ, bu aralar Gebze’ye çöreklenmiş durumda. Kirazpınar’da hak sahiplerinin arsalarına çöreklendiği yetmezmiş gibi, ‘kentsel dönüşüm’ adı altında, Kirazpınar’da 26 hanenin evine de göz dikti. Yürütmenin durdurulmasına rağmen TOKİ’yi durdurmak kimsenin haddi olmadığında, bu evler yıkıldı. Yıllar öncesinde gece konan evler gibi vatandaşların dişiyle-tırnağıyla yaptırdığı evler yıkıldı. Bir kültür olarak, doğru yapılan kentsel dönüşümden yanayım, özellikle Gebze’de her mahalle de, her semtte kentsel dönüşüm uygulanmalı. Sadece evler yenilenmekle kalmamalı, aşırı göç yükünden, sıkış-tıkış olan Gebze’nin dikey büyüyerek, yaşam alanları da açılması bir zorunluluk.

Gebze’nin tamamı yeniden imar edilip, trafik, park, sosyal alan gibi ciddi sorunları giderilmeli. Ama bu vatandaşla istişare ve vatandaşı ikna ile hayata geçirilmeli. TOKİ’nin uygulaması şu, ‘yaptım oldu’, ‘yaparım olur, kaça istersem satarım’ Yoksul vatandaşa destek, evsize ev yapmak gibi bir amaçla yola çıkan TOKİ, Gebze’de yarım milyona ev satıyor. Türkiye’yi parselleyen TOKİ, Kirazpınar’da 26 aileyi evsiz bırakıyor. Kentsel dönüşüm; deprem bölgesinde olduğumuz, son derece çarpık bir kentte yaşadığımız gerçeği göz önünde bulundurulduğunda kaçınılmazdır. Olmazsa olmazımızdır, kentsel dönüşüm. Ama, kentsel dönüşüm vatandaşla kavga ederek, olaylar çıkartarak, halk ile kolluk kuvvetlerini karşı karşıya getirerek olmaz. Devlet, halkın yararına olsa dahi, halkı karşısına alarak, halkı ezerek, halka hizmet götüremez. Zaten bunun adı hizmette olmaz. Hem Kirazpınar’da ki uygulamanın haklı yanları olsa, 26 haneden, en az yarısı yıkımı desteklerdi, sela okunup vatandaşın ilgisi beklendiğinde mahalleli koşarak, yıkıma karşı direnmezdi. Bu işte bir yanlışlık, hem de ciddi bir yanlışlık var. Böyle, kent dönüşmez, böyle halka hizmet edilmez… Bu Gebze adına, Ülke adına ciddi bir YIKIMdır.