Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır
Reklam

Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır

GESOTİM Başkanı Necmi Kocaman, beklenen İstanbul depremine kadar hasarlı binaların yıkılması gerektiğini belirterek, “Kimse kimseyi kandırmasın. Olası bir İstanbul depreminde Gölcük kesinlikle yıkılır” dedi Kaynak: Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır

Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır

GESOTİM Başkanı Necmi Kocaman, beklenen İstanbul depremine kadar hasarlı binaların yıkılması gerektiğini belirterek, “Kimse kimseyi kandırmasın. Olası bir İstanbul depreminde Gölcük kesinlikle yıkılır” dedi Kaynak: Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır

Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır
16 Ağustos 2017 - 10:49

KOCAMAN YETKİLİLERİ UYARDI

Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, asrın felaketi olarak tarihin kara sayfalarında yerini aldı. O sıralarda kuytulukta, arada kalmış bir ilçe olan Gölcük, birden bir ülkeye yetecek acının başkenti oldu. Tam da o günlerde acılarının etrafında toplanan 40 kişilik bir gönüllü topluluk Gölcük Arama Kurtarma Derneği’ni (GESOTİM) kurdu. Başka insanlar bu acıları yaşamasın diyen dernek, bugün 420 kişilik profesyonel ekibiyle Dünya’nın birçok yerinde kurtarmalara katılıyor. Bizde Büyük Kocaeli ailesi olarak GESOTİM Başkanı Necmi Kocaman’la Gölcük ve deprem gerçeği hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. Başkan Kocaman, yaklaşık 6 bin insanını enkazın altında bırakan Gölcük’ün aradan 18 yıl geçmesine rağmen depremin izlerini hala taşıdığını belirtti. Hasarlı binaların hala yıkılmadığını tadilat yapılıp, tekrardan kullanıldığını söyleyen Başkan Kocaman, “Burası deprem bölgesi kimse kimseyi kandırmasın. Olası bir İstanbul depreminde Gölcük kesinlikle yıkılır. Sakarya Depremi bunun en güzel örneği.  O depremde hasarlanan binalar, Gölcük Depremi’nde yıkıldı” diyerek yetkilileri uyardı. GESOTİM’in kuruluş aşamasından biraz bahsedebilir misiniz?17 Ağustos asrın afetini yaşadığımız dönemin hemen arkasından ne kadar hazırlıksız ve tecrübesiz olduğumuzu gördük. En yakınlarımızı, canlarımızı, bir metre ötemizde beni kurtar diyen insanları kurtaramamıştık. Ne bilgimiz ne malzememiz hatta elimizde bir keserimiz bile yoktu. Depremin sabahında karşımızda İsrail arama kurtarma ekiplerini görünce bizler şok olduk. Bizim ülkemizde böyle bir yapılanma yok ve nüfus olarak bir avuç olan bir ülke bize yardıma geliyordu. Eşini, işini her şeyini bırakıp binlerce kilometreden gelen insanlar varsa neden bizde bunu yapmayalım dedik. Bunun üzerine ben ve arkadaşlarım GESOTİM’i kurma kararı aldık. Peki Necmi Bey, o günlerden bugünlere kıyaslarsak GESOTİM gelişimi ne durumda?10 Kasım 1999 tarihinde resmi olarak kurulduk. 2003 yılında da İçişleri Bakanlığı’ndan dernek statümüzü aldık. O günden bugüne çok şey değişti. GESOTİM’i ne yapacağını bilmeyen ama tek gayesi insanları kurtarmak olan 40 kişiden oluşan bir ekiple kurduk. Bugün ise 420 üyemiz mevcut. Yaklaşık 100 kişilik her türlü arama kurtarma da profesyonel bir ekibimiz var. Depremden ziyade aklınıza gelebilecek her türlü arama kurtarma da gerekli malzeme ve teçhizata sahibiz. Başkan Yardımcıları Fatih Ergenez, Kavaklı Mahallesi Muhtarı Müzeher Değer ve Ergun Şahin, Başkan Kocaman ile bir arada.

ENKAZIN ALTINDA 6 BİN YAKINIM ÖLDÜ

17 Ağustos Depremi’ni yaşamış biri olarak, o günler nasıldı?O günler hepimizin içinde çok büyük yaralar açan günlerdi. Biz depremi bile bilmiyorduk. Bizde ziyade devletimizde hazırlıksızdı. Gölcük ise ortada kalan bir bölgeydi. Arada kaldığı için birçok yardımdan da yararlanamadı. Hatta uzun bir süre depremin merkezinin Gölcük olduğu gerçeği bile ortadan kalkmıştı. Anlatılması zor günlerindi adeta can pazarıydı. 17 Ağustos depremin bizler tamamen çıraktık. Bir kere malzememiz, eğitimimiz yoktu. Benim 11 tane birinci derecen yakınım enkaz altında kalıp, öldü. Ben hala o yakınlarımın mezarına gidemedim. Hoş sadece 11 canım ölmedi ki. Benim 6 bin yakınım öldü. Sonuçta hepimiz birbirimizi tanıyoruz.

NE KADAR KURBAN OLSAK AZ

Size ve arkadaşlarınıza Gölcük çok şey borçlu. Fakat o günlerde sizin kadar emek harcayan başkaları da vardı. Onlar için bir şey söylemek ister misiniz?Dünyanın bütün arama kurtarma ekipleri geldi ama hiç biri askerimizin verdiği mücadeleyi vermedi. Bizler yaşadık bunu hissederek. Türk silahlı Kuvvetleri asıl görünmeyen kahramanlardır. Onlar her daim savaşa hazır olmasalardı Gölcük Depremi’nde şuan ki ölüm sayısından çok daha fazlası olacaktı. Bize büyük katkı sunan isimlerden birisi de o zaman ki Kocaeli Sivil Savunma Müdürü Oktay Kurbanoğlu’ydu. Öyle ki biz ona ne kadar kurban olsak az. Bizi en iyi yetiştiren ve moral veren insanların başında o geliyor. Sonuçta dernek olarak sizin de gider ve ihtiyaçlarınız var. Derneğin geçimini nasıl sağlıyorsunuz?Birleşmiş Milletlere bağlı olan Uluslararası Arama Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG) tek üyesi olduğumuz için eğitimlerimizi, malzeme ve teçhizatlarımızın çoğunu Almanya, Hollanda, İşviçre gibi Avrupa ülkelerinden temin ediyoruz. Kıyafetler çok önemli. Çünkü malzeme ve kıyafet ayrımını yapıp gönüllülere verilince onlar nasıl önemli bir iş yaptıklarını hissediyorlar. Birçok kurum ya da kuruluşa eğitim veriyoruz fakat eğitimlerden herhangi bir gelir kazanmıyoruz. Firmalar sadece gidiş geliş, konaklama gibi masraflarımızı karşılıyor. Üyelerden bir kuruş para toplamıyoruz. Ağırlık bende özellikle eşimden dostumdan yardım topluyorum. Bir de kentimizde faaliyet gösteren büyük firmalar bize birçok noktada sponsor oluyor. Başkan Kocaman, enkaz altındaki kurtarmalar için her türlü malzemeye ve ekipmana sahip olduklarını söyledi.

DEVLET ADINA ÇALIŞIYOR

Üyelerinizin genelini nasıl bir kesim oluşturuyor ve belli kriterler var mıdır? Aynı zamanda çalışan üyeleriniz arama kurtarmaya nasıl katılabiliyor?Üyelerimizin içerisinde öğretmenden işçiye birçok kişi var. Bizim gönüllülerimiz de tek kriterimiz bu görevi yürekten isteyip, yapması. Diğer sorunuza da gelince üyesiniz fakat nasıl geleceksiniz. Öncelerden özel sektörde çalışan arkadaşlarımızdan birçoğu işlerinden oldu. Bizler o zaman birleşip, bu insanlar hayat kurtarıyor nasıl işinden atarsınız diye çok söyledik. Sonrada Van depreminde Başbakan Yardımcımızla konuştum. Sonrasında bununla alakalı bir yasa çıktı. Ekip bizimle geldikten sonra devlet adına çalışıyor gözüküyorsunuz.

ÖLÜSÜNÜ DE DİRİSİNİ DE BEKLEYEN İNSANLAR VAR

17 yıldır faaliyet gösteren bir derneksiniz. Bugüne kadar kaç kişiyi kurtardınız?Biz Türkiye genelinde 79 tane kurtarma operasyonuna katıldık. 17 Ağustos Gölcük Depremi dışında. Enkazın içerisinde Van’da Bingöl’de, Pakistan’da yurt içi yurt dışı fark etmiyor. 17 kişiyi enkazın altından çıkartarak hayata döndürdük. Yaklaşık 200 kişinin de enkazın altında cesedini çıkarttık. Bunlar asparagas değil, gerçek sayılar. Mesele insan canı. O yüzden dürüst olmak gerekiyor. Boşu boşuna yüzlerce kişiyi kurtardık falan dememek gerekiyor. Öyle bir nokta var ki bazen bir cesedi çıkarmak için 18 saat enkazın altında kalıyorsunuz. Sonuçta dışarıda ölüsünü de dirisini de bekleyen yakınları var. Bazı anneler var ki ne olur hiç olmasa oğlumun kolunu, bacağını çıkarın diyorlar. Dernek olarak yurt dışında hangi kurtarmalara katıldınız?İran, Endonezya, Pakistan ve son olarak Gürcistan seline gittik. Bizim konumuz afet bölgesine gidip, gitmemek değil. Hiç gidemediğimiz ülkeler de oluyor. Bizler de kendilerini arayıp, acınızı paylaşıyoruz deyip, taziye veriyoruz. En son Bodrum Depremi’ne gidip, orada sabahladık. Bizim orada bulunmamız bile yeterli. Psikolojik destek için de gidilmesi gerekiyor. İnsanlar sokaklarda yatıyor. Gıda, barınmak için gerekli eşyaların da götürülmesi lazım.  

BİR ÇATI ALTINDA TOPLASINLAR

Genel anlamda arama kurtarma ekipleri olarak herhangi bir beklentiniz var mı?Birçok ekip, geçinecek maddi kaynağı olmadığı için kurumlarını kapatma kararı aldı. Bizler şimdiye kadar zaten kendi imkanlarımızla işimizi gördük. Ama devlet desteğiyle dönen kuruluşlar için bu durum çok zor. Devletten araba almışsın peki bu arabayı nasıl çalıştıracaksın. Arkadaşlarımız çok büyük sıkıntı içerisinde. Yeri geliyor gönüllüye kıyafet bulmak bile çok zor oluyor. Bizim Cumhurbaşkanımızdan bir talebimiz var bu oluşumları bir çatı altında toplaması. Böylece hepimiz bir kuruma bağlı olalım ve bu şekilde de dernek ya da ekiplerimizi yaşatalım. Gölcük Kaymakamı Mustafa Altıntaş, GESOTİM'i ziyaret ederek yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. TİYATRO OYUNU OYNAMIYORUZ

Uzmanlar Kocaeli’den ziyade beklenen bir İstanbul depreminden bahsediyor. Bu durumda Gölcük’ü neler bekliyor?En büyük korkumuz ağır hasarlı binalarımızın süslü binalar haline gelmesi. Örneğin bir kadının kuaföre gidip, sabahında da makyajını yıkaması gibi. Burası deprem bölgesi kimse kimseyi kandırmasın. Tiyatro oyunu oynamıyoruz. Tatbikatlara benzemez. Olası bir İstanbul depreminde kesinlikle yıkılırız. Bizim tekrardan toparlanma ihtimalimiz sıfır. Evlerdeki dolaplara 1 TL’lik aparatlarla koruyabilirler. Birçok insan dolapların altında kalıp hayatını kaybetti. Bilmiyorlar ki nasıl evde kalıyorlar. Aslında çoğu beli kırılmış binada yaşıyor. Beli kırılmış insan ne olur, felç olur. Ayağa kalkamadan yıkılır kalır. Ama binalar neden yıkılmıyor. Boyanıp, tadilat ediliyor sonrada insanları o evlerin içine koyuyorlar. Sakarya Depremi bunun en güzel örneği ne oldu o depremden hasarlanan binalar, Gölcük Depremi’nde yıkıldı. Bizim keşkemiz olmamalı.

HALA SİNEMAMIZ YA DA EĞLENCE MERKEZİMİZ YOK

Depremden bugüne tamı tamına 18 yıl oldu. Peki, Gölcük’te hala depremiz izleri var mı?18 yıl içinde çok ciddi mesafeler kat ettik. Fakat yine de eksiğimiz çok. Bir kere en büyük hatamız Gölcük’ün depremden sonra yolun altınından Sanayi’ye kadar olan kısmının komple yıkılması lazımdı. Tabi o zamanlar devlet ayakta değildi. Ekonomik olarak zor durumdaydık. Gölcük’e sahip çıkılmadı. Dünya kadar yardım yapıldı. Bu paralarla her şey yeniden yıkılıp, yapılabilirdi. Depremden kazanç olarak alamadığımız fırsatlarımız var. Tabi yapılan birçok da güzel yatırım var. Sade tek taraflı belediyeye de vurmamak lazım. Gölcük’ün bugün ki halinin sebebi bütün Kocaeli’dir. Mesela sinemamız yok, eğlence yerimiz yok. Nereye gidecek bu vatandaş, mecburen İzmit’e gidiyorlar. İşte bu deprem yüzünden, depremin sonrasında bize yaşattıkları yüzünden.

PSİKOLOJİK REHABİLİTASYON MERKEZLERİMİZ YOK

Çok yıkıcı ve yok edici bir deprem geçirmişiz. Gölcük’te yaşayan herkes muhakkak bir sevdiğini toprağa verdi. Ama bu kadar acıya rağmen hala psikolojik rehabilitasyon merkezlerimiz yok. Sıkıntılarıyla başa çıkamayan insanımız sonra kendisini alkole, uyuşturucuya verdi. Biz o insanları bile yoldan çevirip, elimizden geldiği yardımı yapmaya hazırız. Deprem yaşamış herkes hastadır. Gölcük’ün yaraları acıları hala devam ediyor. Fakat bu kadar şey içinde bizim üzüldüğümüz ne biliyor musunuz? İnsanlar birçok şeyi yapmak için fırsat buluyor. Fakat biz binlerce insanın öldüğü depremi analım dediğimizde 100 kişiyle anma etkinliği yapıyoruz. Resmen içimiz acıyor. Birileri unutalım diye bekliyor herhalde. Mümkün değil, biz bu acıyı unutmayacağız. Kaynak: Olası bir depremde Gölcük tamamen yıkılır 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
23 Nisan’ı  bilgiyle kutladılar
23 Nisan’ı  bilgiyle kutladılar
Yürekleri doyuran tatlar
Yürekleri doyuran tatlar