Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi, Flormar direnişini dünyaya yayıp duyururken yedi kişilik geniş bir heyetle üç gün boyunca Cenevre ve Paris’te temaslarda bulunacak. Petrol-İş Sendikası Genel Sekreteri Ahmet Kabaca, Genel Örgütlenme Sekreteri Mustafa Mesut Tekik, Genel Mali Sekreteri Turgut Döşova, ikisi kadın biri erkek üç Flormar işçisinden oluşan yedi kişilik heyet bugün (18 Eylül Salı) akşam saatlerinde önce İsviçre’nin Cenevre, ardından Fransa’nın Paris şehirlerinde temaslarda bulunup 21 Eylül Cuma günü yurda dönecek.
Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz, Cenevre’de Petrol-İş’in de üyesi olduğu IndustriAll (Küresel Sanayi İşçileri Sendikası) Genel Merkezi’nde görüşmelerde bulunacaklarını, 20 Eylül’de Fransa’nın Paris şehrinde basın açıklamasında bulunacaklarını söyledi.
Flormar’ın hissedarlarından Yves Rocher’nin merkezinin veya çok işlek bir satış mağazasının önünde basın açıklaması yapacaklarını kaydeden Akyüz soru üzerine, “Yves Rocher yöneticileriyle görüşme, IndustriAll aracılığıyla olabilir ama zayıf ihtimal” dedi.
Dün Bursa Orhangazi’den İstanbul’a yürüyen Cargill direnişçilerinin ziyaretinde direnişe dair değerlendirmede bulunan Akyüz şunları kaydetti:
“Ülkemizi vatanımızı seviyoruz çünkü biz bu ülke için üretiyoruz. Bizi hiç kimse farklı yerlere, noktalara çekemez. Çekemeyecek de. O yüzden bizim ekmeğimizde alın teri vardır, emeğimiz ve insanlık onuru vardır. Hak hukuk vardır. O yüzden gerek Cargill gerek Flormar işçileri Anayasadan, yasadan doğan hakkını kullanmaya karşılık veren cezanın kaldırılmasını istiyor. Hakkının mücadelesini veriyor. Karşılığında ne oldu. İşinden edildi, yetmedi, içerideki hak edişlerine de el konuldu. Kapitalizm, emperyalizm, dolayısıyla sömürü düzeni bu.
İşçi sınıfı ne zaman sömürüye karşı başkaldırsa o zaman bütün olaylar başlıyor. Türkiye birçok süreçten geçiyor, bir sürü olaylar yaşıyoruz. Ama ne zaman havaalanı işçisi, bir eylem yaptı. ‘Birileri ortalığı karıştırıyor. Birileri var burada’ deniliyor. Hakkımız verildi de biz, ‘yok’ mu dedik. Anayasal hakkımız tanındı da biz ‘yok’ mu dedik. Bu insanların görüş ve düşüncelerine saygı duyuldu da biz olay mı çıkarttık. Dolayısıyla Cargill işçisinin mücadelesi de mücadelemizdir.
Flormar işçisinin 126 gündür sürdürdüğü mücadele ne kadar sürer, bilmem. Sonuç alana, hakkımızı edinene kadar bu mücadele devam edeceğini biliyorum sadece. Türkiye’de birçok sivil toplum örgütü, sendikalar, birçok siyasiler, dünyada saygı duymuş Flormar eylemine herkes saygı gösteriyor, destek veriyor. Ama ne yazık ki Türkiye’deki bazı kesimler bunu bir türlü hazmedemiyor. Kimden yanasınız Allah aşkına. Bir haksızlık, hukuksuzluk var burada. İşverenin her söylediği yapılıyor, işçinin hareketleri zor ve ağır geliyor. Çünkü onurlu bir şekilde hakkının mücadelesini veriyor. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. O yüzden bu yürüyüşü başlatan Tek Gıda-İş Sendikası’nı tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Herkesin gözünü açacak, ufkunu açacak, herkese yol gösterecek bir davranış içerisinde bu iki işletmenin işçileri, sendikaları. O yüzden bundan herkes ders alacak ve bu mücadeleyi kendilerine örnek alacak diye düşünüyorum.

Çok zor günlerden, hak mücadelelerinin engellendiği bir dönemden geçiyoruz. Ortadoğu savaş bataklığında oynanan türlü türlü oyunlar var. Ama bizim başka vatanımız, ülkemiz yok. Biz bu ülkeyi terk etmeyeceğiz. Aç, susuz, işsiz de olsak bu vatan bizim. Bu memleket bizim. Bunu hiç kimse unutmasın. Sesimizi önce işçi sınıfı, duyarlı vatandaşlar ve tabi ki ülkeyi yönetenler duyar, ona göre hareket edip hakkı teslim ederler diye düşünüyorum. Bu insanlar bizim insanımız, bu memleket de bizim. O yüzden kimse bunu farklı yerlere çekmesin. Biz onur ve emek, biz hak mücadelesi veriyoruz. Sonuna kadar da devam edeceğiz.