Biz bu acıyı tanıyoruz…
Reklam

Biz bu acıyı tanıyoruz…

Caner Pesen yazdı...

Biz bu acıyı tanıyoruz…

Caner Pesen yazdı...

Biz bu acıyı tanıyoruz…
27 Ocak 2020 - 09:45

Sadece acı mı?, biz bu korkuyu, telaşı, umutsuzluğu, hüznü, bozulan ruh halini, depreme dair tüm olumsuzlukları iyi biliyoruz.
Elazığ depreminden beri 17 Ağustos 1999’a gittik.
O korkunç sarsıntıyı duyumsadık, o kulakları sağır eden gürültüyle uyanışımızı, ilk anda ki, paniğimizi, uykusuz gecelerimizi anımsadık.
Akrabalarımız, dostlarımız öncelikli olmak üzere tanıdıklarımızın sağlığından endişe edişimizi..
Enkazları gördük sonra, başında beklediğimiz, bir umut birilerine ulaşırız telaşı ile çalışanları izlediğimiz anları, çalışmalara katılışımızı…
Ceset torbalarını da gördük, arkadaşlarımızın cansız bedenlerini nasıl aradığımızı da…
Deprem gerçeğimiz ve deprem büyük bir yıkım, büyük acı…
Elazığ ve Malatya’ya çok geçmiş olsun, biz orada olmasak ta orada olanları, orada şuanda dahi yaşananları iyi biliyoruz.
Ağustos sıcaktı, gece-gündüz enkazlarda arama kurtarma yaparken, bir umutla beklerken, sıcak hava biraz olsun avantajdı.
Elazığ ve Malatya’da eksi 16 derecelerde insanlar sokakta, birileri korkudan, birileri bir umut enkazdan canlı insanlara ulaşmak derdiyle, gece-gündüz demeden enkaz başındalar.
Allah yardım etsin.
Acı tanıdık bir acı ve çok büyük.
Evet deprem gerçeğini bilmek, önlem almak ve ona göre yaşamak, bunlar gerekli, her deprem sonrasında da, her 17 Ağustosta da bunu hatırlar, buna dair söylemler geliştirir, sonra yine unuturuz.
‘Bize bir şey olmaz’, ‘atın ölümü arpadan olsun’ mantığımız, yeni acılar, daha büyük kayıplar yaşamamıza sebep olur da, yine bu huyumuz değişmez..
Öncelikli olarak kendimizi sorgulamamız gerekir, 17 Ağustos sonrası, kaç tanemiz binamızı ayrıntılı inceleyip, yıkım, yenileme gerektiği halde, zahmet edip, binamızı yeniledik.
Kaç tanemiz kendimiz olmasa da, komşumuzun, tanıdığımızın hasarlı binasını, onarmakla yetinip, yama yaparak durumu kurtarmaya çalıştığına şahitlik ettik.
Biz kendimiz önlem almadığımız halde, yöneticileri suçlamayı tercih ettik, bunu yapmaya da devam ediyoruz.
Belki haklı yanlarımız da var.
Alkollü araç kullanana, kendi canını tehlikeye attığı için ceza kesip, aracını bağlıyoruz da, hasarlı binasını geçici çözümlerle kurtarmaya çalışana aynı şekilde cezalar verip, yıkım için zorlamıyor yönetenlerimiz.
Elbette ki,yöneticilerin sorumlulukları var ama biz vatandaşlar olarak ne derece depremin farkındayız ve ne derece önlem alıyoruz…
Bunlar yine gündemde ve tartışıyoruz, çünkü depremle yüzleştik, yarın yine unutacağımız gerçekler bunlar.
Biz unutsak ta, doğa unutmuyor ve deprem böyle acı gerçeklerle kendisini hatırlatıyor.
Bir kez daha Elazığ ve Malatya’ya geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyor, depremde yaraların sarılması için çaba sarf eden herkese şükranlarımızı sunuyoruz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
23 Nisan’ı  bilgiyle kutladılar
23 Nisan’ı  bilgiyle kutladılar
Yürekleri doyuran tatlar
Yürekleri doyuran tatlar