Siyasilerin kamuoyu baskısı ile karar değiştirdiğine alıştık, siyaseten bakıldığında bu doğru da sayılacak bir durum.
Bazen, nabız tutar, yoklama çeker, vatandaştan gelen tepkiye göre adım atabilirsiniz.
Bunu yaparken pek tabi, “siz Ülke yönetiyorsunuz, atacağınız adımı önceden düşünmediniz mi” gibi tepkilerle karşılaşırsınız ama balık hafızalı bir millet olduğumuzdan, o küçük detaylar kısa sürede unutulur.
Siyaseten bile atılan adımların geri çekilmesi tepkiyle karşılanırken, Yargı kararların da benzer durumlara şahitlik etmek şaşkınlık ve üzüntüye neden oluyor.
Siyasette adım atıp gire çekilmeyi son yaşadığımız olayla örnekleyelim, Ziraat Bankası Simit Saray’ı için harekete geçti, tepki gelince olay rafa kalktı, yalanlama geldi.
Binlerce benzer örnek sayılabilir.
Yargı kararlarında da geçmişten günümüze sayısız örnek sayabiliriz ama son süreçte bu tür örnekler arttı.
Sonuncusunu Gebze’de yaşadık.
İnönü Mahallesi’nde önce kız çocuklarını, sonra bir erkek çocuğu taciz ettiği iddia edilen bir esnaf iki kez gözaltına alınıp, serbest bırakıldı, üçüncü de ise tutuklandı.
Şimdi iki kez serbest bırakan mahkeme mi eksik, yoksa tutuklama kararı veren üçüncü mahkeme mi?
Ama biz üç mahkemenin de doğru olduğuna alıştırıldık.
Şaşırmamayı öğrendik.
İnönü Mahallesi sakinlerini kutlamak gerekir, o çocukların tamamını kendi çocukları gibi gördü mahalle halkı ve hep birlikte sahip çıkıp, tepki gösterdi.
Bu cinsel taciz suçlarında tetikte olmalı asla taviz vermemeli, çünkü bu konuda gösterilecek bir gevşeklik o sapık ruhlu insanları cesaretlendirebilir.
Elbette ki Yargımız, Türk Adaleti en doğrusunu bilir ve suçu sabit görmedikçe cezayı tercih etmeyebilir.
Ancak, bazı konularda vicdanlara bakmak, biraz da duygusal olmak gerekli.
YORUMLAR