Çevre ödülü, Çingenelere verilmeli…
Reklam
Levent Altun

Levent Altun

Levent Altun

Çevre ödülü, Çingenelere verilmeli…

05 Haziran 2018 - 10:16

5 Haziran, dünya genelinde Çevre Günü olarak kutlanıyor. Amaç, çevre bilincini vurgulamak, çevrenin önemini hatırlatmak.

Global anlamda, dünya genelinde doğal dengeyi ve çevreyi bozan en tehlikeli tür, insan türü.

Ozon tabakası, küresel ısınma, çevre felaketleri, hava kirliliğine neden olan emisyonlar ve daha birçok kavram, doymak bilmeyen vahşi kapitalizmin ve emperyalizmin ürünü.

Peki, ülke olarak çevre bilincimiz ne düzeyde?

Toprağını, suyunu, denizini, gölünü, havasını hor gören, içtiği sigaranın izmaritini, su şişesini, çikolata kabını sokağa atan, piknik yaptığı alanları çöplüğe çeviren bir vatandaş profilinin çevre bilincinden bahsedilebilir mi?

Çevre bilincini; Devleti yönetenler ve vatandaşlar diye ikiye ayırmak gerekir.

Her ikisi için de ortada güzel bir tablo yok!

Özellikle Karadeniz bölgemizde su kaynaklarını yok eden, dereleri kurutan hidroelektrik santralleri (HES) projeleri yerine neden rüzgar, güneş ve çevreye zarar vermeyen alternatif yenilenebilir enerji projeleri desteklenmiyor?

Şehrimize geldiğimizde ise durumun biraz daha vahim olduğunu görüyoruz. Kocaeli, Türkiye’nin en önemli sanayi bölgesi.

Uzun yıllar boyunca sanayi üretiminin ve ekonominin büyümesiyle birlikte sanayi kaynaklı doğa tahribatlarının ve çevre problemlerinin arttığına şahit olduk. Hatta Dilovası’nın ‘kanser ovası’ nitelemeleri de hafızamızın bir yerinde tedirgin edici bir şekilde duruyor.

İzmit Körfezi’nde deniz kirliliğine ilişkin Büyükşehir belediyesinin keşif uçağı destekli kontrol ve denetimleri olumlu bir gelişme ise de, özel limanların dolgu ve genişlemelerinin tedirgin edici boyutta olduğu ileri sürülüyor.

Dünden bugüne özellikle Dilovası’ndaki çevre kirliliğinin önlenmesine ve azaltılmasına yönelik sanayi kuruluşlarında ne kadar iyileşme yapıldı?

Dilovası’nda dünden bugüne özellikle limanların durumu ne aşamada? Kilometrelerce sahili olan Dilovası’nda halkın sahilleri kullanımı hangi düzeyde?

Dilovası’ndan başlayıp Bayramoğlu’na kadar uzayan Gebze, Eskihisar, Darıca sahil şeridinde halkın kullandığı alan ne kadar?

Kullanılamıyorsa bunun nedenleri neler?

Gebze’nin özellikle organize sanayi bölgelerinin dışındaki çarpık sanayileşme ve yapılaşmanın neden olduğu çevre kirliliği hangi boyutta?

Yemyeşil köylere kaçak dökülen hafriyatlar…

Köylerin içinden geçerken gürültü ve kirliliğe neden olan metal ve tehlikeli atık taşıyan TIR ve kamyonlar…

Çevre bilinci, vatandaşından devlet yöneticisine kadar topyekün bir alışkanlıktır, yaşam biçimidir. Biz evde nasılsak, sokakta da öyleyiz. Sokakta nasılsak, ülke yönetiminde de aynıyız.

Gelelim yazımın başlığına.

5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla her yıl çeşitli sanayi odaları ve kurumlar yarışmalar düzenliyor.

Çevreyi en az kirleten ya da kirletmeyen sanayi tesislerine ödüller veriyorlar. Çevreyi en az kirleten sanayi tesisine ödül vermek yerine, çevre kirliliğini önleyen hatta bizzat temizleyen bir anlayışın ödüllendirilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Bu anlayış ve çaba çingenelerde var.

Yaşam biçimleri, para kazanma yöntemleri çevreci bir anlayışla birebir örtüşüyor.

Yollarda, sokaklarda, çarşı-pazarlarda hep görürsünüz ve karşılaşırsınız sürekli olarak bir şeyler toplarlar.

Onlar aynı zamanda ekonominin de en iyi geri dönüşümcüleri sayılırlar. Çöplere atılan birçok ürün ve maddeyi toplayarak yeniden kullanıma ve ekonomiye kazandırırlar.

Onlardan başlayan bu çevreci anlayış ve ekonomik hareket son yıllarda karton ve kağıt toplayan, çöplerden kullanılabilecek ürünleri ayrıştırarak ekonomiye kazandıran yeni bir sektörün doğmasına da neden olmuştur. Hor görülmeleri değil takdir edilmeleri gerekir.

(Önemli not: Çingeneler, dünyanın her tarafında göçebe hayatı yaşayan insanlara genel olarak verilen bir isim. Çingene, bir alçaltıcı ya da utandıracak bir terim değildir. Çingene yerine Roman ya da esmer vatandaş kelimelerini kullanma çabasına gerek yok.)

YORUMLAR

  • 0 Yorum