Bir Uğur gitti, bir Uğur gelmedi!
Reklam
Levent Altun

Levent Altun

Levent Altun

Bir Uğur gitti, bir Uğur gelmedi!

25 Ocak 2019 - 09:20

DÜN, Gazeteci Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün yıldönümüydü.
İki gündür Gebze, Kocaeli ve Türkiye’nin dört bir yanında Uğur Mumcu anılıyor ve ağıtlar yakılıyor.
Uğur Mumcu,  ‘Uğurlar Olsun’ türküleriyle ebediyete intikal ettirilirken, ‘Bir Uğur ölür, yerine Bin Uğur gelir’ sloganları atılıyordu.
1 tane bile gelmedi oysa!
Uğur Mumcu, yeri doldurulamaz bir gazeteci ve yazardı.
Irkçılığa, dinciliğe, mezhepçiliğe, hırsızlığa, teröre, emperyalizme karşıydı.
Atatürkçülükten, aydınlıktan, laiklikten ve antiemperyalizmden yanaydı.
Ve bu yüzden bir sabah, aracına konan bombayla öldürüldü.…
Uğur Mumcu ile birlikte nice gazeteciler katledildi.
Türkiye’de öldürülen gazetecilerin tarihi 6 Nisan 1909 tarihine dayanıyor.
6 Nisan 1909’da Hasan Fehmi Galata köprüsü üzerinde kurşunlanarak öldürülmesinden sonra, her 6 Nisan, Öldürülen Gazeteciler Günü olarak anılıyor.
Bugüne kadar 100’e yakın gazeteci öldürüldü.
Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink, Metin Göktepe bunlardan bazıları.
Bu insanlar memleket ve insan sevdalısı gazetecilerdi.
Basın özgürlüğü her geçen gün gittikçe azalıyor.
Gerek ulusal gerek yerel gazeteler farklı yöntemlerle susturulmaya çalışılıyor.
Sözüm ona demokrasi ve özgürlük masalları anlatan hükümet, özgürlüklerin ve demokrasinin olmazsa olmazlarından medyayı susturmak için elinden geleni yapıyor.
Sırf hükümeti eleştirdikleri için gazetelere ağır yaptırımlar uygulanıyor, köşe yazarları gazetelerden kovduruluyor, yazılarına yer verilmiyor.
Yandaş gazeteciler ve köşe yazarları için zaten ortada sorun yok!
Onlar için memleket güllük gülistanlık, hükümet süper!
Hükümeti eleştirenler ‘çıban başı’
Eskiden halkın gözü, kulağı ve sesi olmayı kendine görev edinen halk yanlısı gazetecilerin yerini ne yazık ki iktidar gücünün nimetlerinden yararlanarak onu yücelten yandaş gazeteciler aldı.
Medya ile hükümetler arasındaki pazarlıkların, şantajların, işbirliklerin, gizli anlaşmaların, hesaplaşmaların yöntemlerini son dönemde bütün Türkiye görüyor.

Ulusal kanallardaki çoğu televizyonun ve gazetenin haberlerini izledikçe inanın midem bulanıyor!
Özellikle son dönemdeki medya anlayışının ne kadar dibe vurduğunu ve mide bulandırdığını herkes görüyor.
Medya artık birilerinin sesine ve çıkarlarına göre yayınlar yapıyor.
Son süreçte yaşananlar ve gelinen noktada, bazı gazetelerin gerçekleri nasıl çarpıttığını nasıl göz göre göre yanlış yönlendirdiğini görüyoruz.
Ne yazık ki insanlarımız da her gördükleri ve her okudukları haberi önyargılı bir şekilde kabul ediyorlar ve hiç sorgulamıyorlar.
Bir haber ya da açıklamayı, her gazete kendine göre adeta cımbızla çekercesine alıp işine geldiği gibi kullanıyorlar.
Bu dönemlerde gerçek anlamda gazetecilik yapmak, bu mesleğin onuru ve etiği açısından son derece önemli.
Ben ilkelerimden taviz vermeden bu kutsal mesleği sürdüreceğim.
Uğur Mumcu’ların yolunda…

YORUMLAR

  • 0 Yorum