FETÖ'nün şifreleri çözülüyor. Öyle bağımsız, tek başına gelişmiş, büyümüş bir örgütlenme değil. Bu net olarak ortaya çıkıyor.
Çok şükür devletimiz dimdik ayakta ve hesap sormaya başlandı. Halkalar, zaman içinde büyüyecektir.
Bu hain yapılanma, yıllar yılı sinsice çalışmış, örgütlenmiş, devletin içine sızmış. Hem de ne sızma.
Nasıl yapmış bunu?
Eğitim kisvesi altında.
Toplamış, Anadolu'dan fakir aile çocuklarını. Yalanı din üzerine kurmuş. Bakmış, büyütmüş, beslemiş ve beynini şekillendirmiş.
Üstüne, birde yüksek kalitede okullar kazandırınca, çoban adayı, subay, komiser, hakim, savcı, doktor, avukat, en kötü devlette memur adayı olunca değmeyin ailenin keyfine.
Çobanlıktan, ırgatlıktan, kıt kanaat geçinmekten bir anda kariyerli mesleklere terfi zaten abluka altında olan beyinlerini iyiden iyiye sulandırıp, itaat ve tapınmada (!) sınır tanımamışlar.
Böylesine büyük ve geniş kapsamlı bir çalışmayı üst akılın vereceği paralarla yapmak mümkün değil elbet.
Önce Devlet desteği gerek, yerel yönetimler ve devletle, yerel yönetimlerle iş tutup, para kazanacak iş adamları.
FETÖ Yapılanmasında bu kurgu çok güzel dizayn edilmiş.
Yapı denetimcisin, FETÖ ile iş tut, yerel yönetim arkanda.
Sigortacısın diyelim FETÖ'ye yanaş, işler katlansın.
Yaşamın bir çok alanında yandaşa kapılar açıldı. İçeri giren parayı buldu, parayı bulanda zaten baştan teslimiyeti kabul etti. Kazancının bir kısmını aktardı.
Her iş adamı, durumuna ve kazancına göre belirlenen sayıda öğrenciye baktı.
Çakal hepsi, biliyorlar tabi kazancın helal olmadığını, götürmüş parsayı, çekleri kesip, balyaları terör örgütüne indirirken hiç gocunmuyor, aksine övünüyorda, yardımda bulunmuş, hatta Allah rızası için yapmış gibi böbürleniyor da.
Oysa kendiside biliyor ki, kazancı helal değildi. Allah rızası için yapılan hiç bir işte, helal olmayan kazanç olmaz. Helal olmayan kazanç ile de Allah rızası için harcama yapılmaz.
Ama işine öyle geliyor. Zaten, kendisini inandırdığı sahtekar hocada fetvayı vermiş, 'Manukyan para getirse alın, helaldir' demiş. Fuhuştan gelen paraya razı bir yapı, senin helal olmayan kazancına mı laf edecek!
Şimdi, artık şapka düştü, kel göründü. O parasını vererek okuttuğunuz, sizin helal olmayan yollarla kazanarak, cemaate aktardığınız paralarla, 'şu kadar öğrenci okutuyorum, bu kadar öğrenciye bakıyorum' şeklinde hava attığınız ihanet şebekesi çöktü.
Şimdi hesap vakti.
Ve, bu hain yapılanmanın iki ayağı var.
Bir, o Anadolu'dan getirilip, eğitimleri yurtlarda, evlerde, abilerin gözetiminde yapılan, hile hurda ile okullar kazandırılıp, hakim, savcı, subay, polis olan ve yıllarca beyinleri yıkanmış olan 15 Temmuz gecesi tankı süren, F16'yı uçuran, halka kurşun sıkan o uşaklaştırılmış teröriste dönüşen kişiler.
İkincisi de, aramızda dolaşan, hala yerel yönetimlerde itibar gören, hala en çok iş yapan esnaf ve bir alınıp, bir serbest bırakılan o iş adamları.
Şimdi soru şu, o çoban ve ırgat olma geleceği dışında bir geleceği olmayan çocuğa, eğitim, aş, iş imkanı sağlanıp, bunun yanı sıra dini değerlerle de beyni yıkanan, kurumlara en üst noktadan ataması yapıldıktan sonra Vatan'a ihanet eden subay, hakim, savcı mı asıl suçlu?
Yoksa, bu yapının gelişmesi için bir şekilde helal olmayan kazanç elde edip, hak etmediği halde siyaseten bir noktalara gelip, bu yapıya lojistik destek sağlayan, gözünü hırs bürümüş iş adamı, siyasetçi kisvesi altında aramızda dolaşan hainler mi asıl suçlu?
Bence yok birbirlerinden farklı.
O hain yapı ile iş tutup, helal olmayan kazanç elde edenler, 'ben bu kadarını da bilmiyordum. Vatan'a, Millet'e kast ettiler. Böyle bilsem olmazdım' diyebilir. Gerçekten samimi de olabilir.
Ancak, o tankı süren subay da, o subayı kollayan hakimi, savcısı da, 'Biz bu hale geleceğimizi bilsek, köyümüzde aç açıkta büyür, ırgat olur, çoban olurduk' diyebilir.
Bu nedenle, eğer ki, gelecekte bu ihanetin izlerini tamamen silmek istiyorsak, bu hainlerin kökünü kazımaksa niyetimiz, tankı süren hain ile o hanin yetişmesi için helal olmayan kazançlara yönelip, bu helal olmayan paraları bu örgüte aktaranlar da aynı oranda ihanetçi, haindir.
YORUMLAR