8 Mart 1857’de ABD’de 40 bin dokuma işçisi kadının, çalışma koşullarını iyileştirmek için verdiği mücadele sonrasında 129 kadın yanarak hayatını kaybetmiştir.
Kadınlar, erkeklerle eşit şartlara sahip olmak için mücadele verdi ve bu mücadelenin günüdür 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Emekçi kadın tanımını üretimin içinde bulunmakla sınırlı tutmak yanlış olur.
Kadın, her durumda ve her daim emek verendir, emekçidir her kadın.
Üretimin içinde olmasa da annedir her kadın.
Baba, para kazanıp, ailenin sorumluluğunu taşımakla yetinebilir ama anne öyle mi?
O çocuğun hamilelikten başlayarak, doğumu, emeklemesi, konuşması, yürümesi, koşması, her anında annenin alın teri, emeği vardır.
Çadır da bir dilim ekmeğe muhtaç olan anne de, çocuğu ile onu paylaşır…
Tripleks villasında ki anne de, ateşi olan yavrusunun başında nöbet tutar.
Üretimin içinde olsa dahi evine geldiğinde her kadın hizmetçidir, annedir, sorumlulukları olan, emek verendir.
Mehmet Aslantuğ’un, Hülya Avşar ile yaptığı program da, “Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına yanılgılarına bırakmamalı" diyerek tribünlere oynamış olsa da, kadın yapısı, yaratılışı gereği, bir erkeğin korumasına, kalkan olmasına ihtiyaç duyar.
Kadınlarımızın özgür breyler olması içinde, yasalarımız, eğitimimiz ve vicdanımız ile kadınlarımızı korumak ve onlara yaşam alanları açmak zorundayız.
Kadınlar gününe ilişkin yazıda kadınların da olumsuz yanlarında söz etmek ne kadar makul olur bilinmez ama kadınların olumsuz yanlarının da etkisi erkek korkusu ve erkek karşısında ki fiziksel zayıflığı olduğunu göz ardı etmemeli.
Bu kadınlar gününü, taciz ve tecavüz suçlarının ağırlaştırılması, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın önünün açıldığı, istismarların en ağır şekilde cezalandırılacağı bir güne dönüştürmeli.
Ve hepsinden önemlisi kadınlarımızı korumak adına daha sağlam adımlar atmalı.
Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri Ülkemizde sürekli artıyor, 2017 yılında katledilen kadın sayısı 409.
Bu katledilen kadınların büyük çoğunluğu, ayrılık sonrası yaşanan cinayetler.
Sevgiliyken, evliyken, kadının kıymetini bilmeyen, aldatan, şiddet uygulayan, en sonunda kapının önüne koyan erkeklerin, kadınını kaybettikten sonra kıymetini anlayarak cinnet geçirmesinin sonucu, bu katliamlar.
Kadınlarımızın kıymetini bilelim.
Kadınlarımızı koruyalım.
Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarken, kadınların her türlü yasal güvence altına alındığı bir dünya umut ediyoruz.
YORUMLAR