Günseren; “Oruç tutulurken beslenme düzeninin tamamen değişmesi, uzun süre gıda ve sıvı alınmaması, yüksek protein içerikli gıdaların tüketilmesi, kötü hijyen ağız ve diş sağlığına daha fazla dikkat etmeyi gerektirmekte, fizyolojik ağız kokusuna neden olabilmektedir. Halitozis yani kötü ağız kokusu, ramazan ayında sosyal yaşamı etkileyen problemlerden biri olarak karşımıza çıkabilmektedir. İftardan sahura kadar geçen uzun surede ağızda kolayca çoğalma imkânı bulan bakteriler ortaya çıkardıkları sülfürlü bileşiklerle kötü ağız kokusuna neden olurken, diş çürüklerinin artmasına da sebep olabilmektedir.

"İFTAR VE SAHURDA DİŞLER VE DİŞ ETLERİ ÖZENLE FIRÇALANMALI"

Ağız sağlığı kokusunun önlenebilmesi için; öncelikle varsa çürükler, uyumsuz dolgu ve protezler, diş eti problemleri tedavi ettirilmelidir. Patolojik ağız kokusuna sebep olan bu faktörler çözüldükten sonra bazı temel noktalara dikkat edilmesi yeterli olacaktır: Öncelikle, iftar ve sahurda dişler ve diş etleri özenle fırçalanmalı, dil yüzeyi ve yanaklar temizlenmeli, ara yüz fırçaları ve diş ipi ile bakım tamamlanmalıdır. Ağız kuruluğuna sebep olabileceği için alkol içermeyen gargaralar kullanılmalıdır. Bunların yanı sıra gün içinde yutmayacak şekilde ağzın çalkalanması ve macunsuz bir şekilde fırçalanması da kokuyu gidermeye yardımcı olur.
Tüm bu tedavi ve bakıma rağmen devam eden kötü ağız kokusu için muhakkak bir hekime danışılmalıdır. Çünkü ağız kokusu; sindirim sistemi, sinüzit, tonsilit, kronik böbrek yetmezliği, metabolik rahatsızlıklar, farenjit gibi ağız dışı sebeplerle de oluşabilmektedir” dedi.