Belediye başkanlarına 'basın' önerileri…


Belediyeler ile gazeteciler arasındaki ‘ilişki’ özellikle son yıllarda çok daha büyük önem kazandı.
Belediyelerdeki Basın-Yayın bölümleri de işte bu nedenle var.
Bu bölümlerin ana görevleri, medya planlaması yapmak, basın kuruluşları ile iletişimi sağlamak, belediyenin çalışmalarını vatandaşa duyurmak amacıyla basın bildirileri ve haberler hazırlamak, basın toplantıları organizasyonu planlayıp gazetecileri davet etmek ve buna benzer birçok görevleri var.
Tüm bunları yapabilmenin en önemli yolu, basın yayında görevli kişilerin o bölgede faaliyet gösteren basın kuruluşları ile iletişiminin sağlıklı olmasıdır.
Basın kuruluşları arasında ayrım yapmamak da önemli.
Bölgemizde geçen dönem bu görevi yürüten arkadaşların çoğu, bu konuda çok başarılıydılar.
Gebze belediyesinde Basın Yayın Müdürü Ulaş Mahmutoğulları ve bu bölümde görev yapan Erol Selamet, Muharrem Düzce ve Sertaç Baguç’un bu dönem de aynı şekilde devam ediyor olması sevindirici.
Dilovası Belediyesi’nde Basın yayın Müdürü Nihat Kocabay ve Sebahattin Gültekin'in de aynı şekilde devam ediyor olması olumlu.
Darıca Belediyesi’nde Basın yayın Müdürü Bülent Anar ve bölüm çalışanları İsa Duran, Gökhan Şahin uzun süredir örnek bir çalışma yürüttüler. Darıca’da belediye başkanının değişmesi, basın yayın müdürünün de değişmesine neden oldu. Ancak açıkça söylemek gerekir ki bazı değişiklikler, iyi işleyen çarkın değişmesine de neden olabiliyor.
Çayırova Belediyesi’nin  basın bölümü, basın ile olan iletişimleri açısından sağlıksız ve uyumsuz bir dönem yaşadı.
Çayırova-Gebze ayrımının yanı sıra Gebze’deki gazeteciler arasında da ayrım yapılarak çifte standart uygulamalara imza atıldı. Umarım yeni dönemde bu ayrım sona erer.
Belediye başkanları tüm yetkiyi basın-yayın bölümlerine bırakmalı ama eksik ve hatalı uygulamalara da izin vermemelidir.
Öte yandan, belediye-basın ilişkileri sadece haber ve reklam ilişkisinden ibaret olmamalı. Yani yerel gazetelerle yürütülen ilişki, gazetecilerin belediyelerle ilgili hiç eleştiri yapmasın mantığıyla yürütülmemeli. Gazeteler elbette eleştiri yapacak buna da saygı duyulmalıdır.
Eleştiri yerine karalama yapanları ayıralım ama eleştiri yüzünden de yok saymak ve ayrımcılığa tabi tutmak, sözüm ona cezalandırmaya çalışmak şeffaf yönetim anlayışına uymaz.
Basın kuruluşlarını reklam ile terbiye etme düşüncesi güden belediye başkanı varsa, bu düşünceden bir an önce kurtulmalı.
Varlığını belediyelere bel bağlayarak devam etmeyi düşünen basın kuruluşu varsa onlar da bu düşünceden kurtulmalı…
Şeffaf belediyeciliğin gereği, halkı bilgilendirmektir.
Bu da basın toplantılarından geçer.
Tasarruf tedbirleri kararına saygı duyarım ve bu konuyla ilgili önerim de, toplantıların yemekli olmamasına özen göstermeleridir.
Böylece toplantının içeriği haber amaçlı ve daha kısa sürede bitecek şekilde olur ve daha faydalı olur. Yemek faslı hem uzun hem de zaman zaman amacını aştığı için verimli olmuyor. Belediyeye de yük oluyor.
Gazetecinin beklentisi yemek yemek değil, bilgi sahibi olmaktır.