Galibinin belli olduğu seçimlerden sonra ki, kurulan kadroların gecikmesinin çokta anlaşılır yanı yoktur.
Hele ki başkan adayları siyasetin içinde ise, belediyeciliği ve particiliği biliyorsa, seçim kazanmadan öncede kadrosu aşağı-yukarı bellidir.
Mesela Gebze’de Zinnur Büyükgöz, belediyeciliğin bir okulu varsa şayet o okulun en kıdemli öğrencisi ve en başarılı mezunları arasındadır.
Belediyeciliği de, teşkilatçılığı da, siyaseti de iyi bilir.
Kimle, ne kadar iş üretebileceğini de, kimden ne verim alacağını da bilir.
Keza Muzaffer Bıyık, uzun İlçe Başkanlığının yanı sıra Darıca’nın en köklü esnaflarından, İlçe’yi de, İlçe’de yaşayanları da iyi bilen birisi.
Teşkilat deseniz, tepeden tırnağı isim isim bilir.
Bu isimlerin seçim kazanacakları da açıktı, ben eminim ki ceplerinde başkan yardımcılarının da, müdürlerinin de isimleri vardı.
31 Mart seçimlerinin üzerinden iki hafta geçti, bölgemizde hala başkanların kadroları net olarak belli olmadı.
İşin mutlaka prosedürü vardır, bir süreç lazımdır ama bunların hiçbirisi isimlerin belirlenmesine engel değildir.
Burada sanki başka şeyler var.
Bir takım pazarlıklar, İlçe örgütlerinin, İl’in, daha yukarılardan müdahaleler vardır.
Seçimden sonra öyle teşkilatlar, partililer, vatandaş çokta dikkate alınmaz.
Ben kentimizi yönetecek, vatandaşın oyları ile seçilmiş başkanların kadrolarını kurmakta tamamen bağımsız olmalarından yanayım.
Çünkü, sonuçta hesabı verecek olanlar başkanlardır.
Ve öyle bir süreçten geçiyoruz ki, ekonomik olarak bizi çokta güzel günler beklemiyor.
Yaşadığımız zor şartların daha da zorlaşacağı açık.
Yerel yönetimlerin doğru yönetilmesi, geçmişe oranla şimdi çok daha önemli.
Ayrıca iktidar partisinin yaşadığı bir oy kaybı var.
Seçilmiş belediye kadrolarının partileri adanı da yapacağı işler artık çok daha önemli.
Böylesi bir süreçte de kadrolar, pazarlıklarla değil tamamen başkanların inisiyatifinde kurulmalıdır.
Ve artık bir an önce de kadrolar belirlenip, hizmet üretmek için düğmeye basılmalıdır.
