Dünya değişiyor, 8 Martlar da değişiyor.


8 Mart 1857 tarihinde ABD’de 40 bin dokuma işçisi kadın daha iyi çalışma koşulları için greve gider, ancak polisin saldırısı sonrası 129 kadın yanarak can verir.
1910 yılında 2. Enternasyonal’e bağlı Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart’ın ölen kadın işçilerin anısına Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması önerilir.
Verilen bu mücadelelerin ardından 1977 yılında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar verilir.
8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başladığı 1977 yılı öncesi ve sonrasında 8 Mart bir direniş günü, 40 bin kadın işçinin başlattığı ‘daha iyi çalışma koşulları’ talebinin yüksek sesle dile getirildiği, emeğin sömürgeci Kapitalist düzen içinde hak ettiği değeri bulması adına verilen bir kavga günü oldu.
Ülkemizde de özellikle 1980 sonrasında 8 Mart, devrimcilerin, sosyalistlerin, emekçilerin alanları doldurup, sömürünün olmadığı, eşitlikçi ve adaletli bir yönetim taleplerini dile getirdiği bir gün olmuştur.
İki binli yıllara kadar 8 Mart devrimci bir gündü.
Ezilenlerin, ezildiğini düşünenlerin, sömürülenlerin, sömürüldüğünü düşünenlerin alanlara çıktığı 8 Mart’lar genelde yasaklı, emniyet güçlerinin teyakkuza geçtiği, günler öncesinden önlemlerin alındığı bir gün, hatta bir süreçti.
Sonra Kapitalizm 8 Mart’ı da ele geçirdi.
Önce, Devlet Kurumları 8 Mart’ı kabullendi, kutlamaya başladı.
Devam eden süreçte, 8 Mart’ı yaratan Emperyalist güçler ve onların yerli işbirlikçileri, işçileri ile 8 Mart kutlamalarına başladı.
Eller de kırmızı karanfillerle meydanlar, işçilerin emeğini çalanlar, o hırsız patronlara, sömürüye göz yuman siyasetçilerle dolmaya başladı.
Hatta, Emniyet güçleri ile 8 Mart’ı kutlamaya çıkanlar arasında gerilim, çatışmalar oluyorken, şimdilerde Emniyet güçlerini de ellerinde karanfillerle kadınlar gününü kutladıklarını görüyoruz.
Bir dönemi de öyle nostaljik bir gün olarak geçirdi, 8 Mart!...
Ve şimdilerde ise 8 Mart’ı artık, kadınların öldürülmediği, tecavüze uğramadığı, şiddet görmediği bir Dünya temennisi ile kutlar olduk.
Ben geriye dönüp, kendi anımsadığı son 30 yılda ki 8 Martları düşündüğümde, 8 Mart’ın nereden nereye evrildiğini çok net görebiliyorum.
Eee naparsın, Dünya değişiyor, tabi ki 8 Martlar da değişiyor.