6. Aday ve devrimden sonrası…


5 adayla kongreye giden CHP Gebze’de tam anlamıyla bir devrim gerçekleştirdi.
Devrimi gerçekleştiren 6. Adaydı ve bu 6. Adayı CHP artık ciddiye almalı, önemsemeli, değer vermeli ve bu 6. Adaya göre şekillenmelidir.
5 Aday yarışa girerken, CHP’nin o bir türlü vaz geçemediği, pranga gibi kendisine yapışmış olan ‘az olsun, bizim olsun’, ‘biz yoksak, parti emin ellerde değil’ hastalığı baş göstermişti.
400 küsur delege, 25-30 kişiye mahkum edilmiş gibi bir hava vardı, kongre çalışmaları da bu mahkumiyet üzerinden yürüdü.
Parti 5 ayrı parçaya bölünmüş, o parti üzerinde yarım asırdır hakimiyet kurma derdinde olanlar, gardlarını almış, adaylar üzerinden birbirlerine meydan okumuştu.
Kongre de tam bu noktada seyir etti.
Partide hep güçleri, ağırlıkları olsun isteyen ve bu ağırlığa kendilerini de çokta kaptırmış olanların kümelendiği aday İsmet Kara olmuştu.
Eski İlçe Başkanı, bir çoklarının zamanında yerden yere vurduğu Kara’yı destekleyenler arasında kimler yoktu ki…
Eski Vekil Mehmet Hilal Kaplan’dan, eski Başkan Mehmet Emin Akın’a, Meclis Üyesi Şahin Yılmazel’den, Gülabi Kaya’ya, Efrehim Taşdemir’i, Naceti Dursunoğlu’nu, kimi ararsanız vardı, Kara ekibinde, 5 aday içinde de en çok oyu Kara aldı.
Sedat Tatar ve Güner Anlar Baş gibi eski iki İlçe Başkanları da Serdar Tüze’nin yanında idi.
Musa Yılmaz ve Sait Aslan, etnik kimlik üzerinden destek almıştı.
Dr. İsmail Demir’in Sait Aydın’ın listesine girecek kadar nasıl bir hırs basmıştı anlamak çok zor.
Gökhan Orhan’ı da eski İlçe Başkanları Meşaik Karakuş, Recep Dursun, Mustafa Kaya gibi isimler desteklemişti.
Aslında 5 adayın arkasında o ‘ağa’ dediklerimiz, CHP’yi geriye çekme yarışı içinde olan 25-30 kişi eşit sayıda vardı.
Aldıkları oylarda birbirine çok yakındı.
Ancak oy kullanan 405 delege içinde bir 6. Aday çıktı.
Bu aday, partide liyakata bakan, eylem ve söylemi dikkate alan, hiçbir ağayı, hiçbir kişisel ilişkisini, kişisel yakınlığını parti menfaatlerinin önüne geçirmeyen, devrimci, ilerici, Atatürk Cumhuriyeti’ne, CHP’ye gönülden bağlıydı.
Sayıları 60-70 civarında idi ve tek bir adayda birleştiler, Gökhan Orhan dediler, partide yenilenmenin önünü açtılar.
DEVRİMDEN SONRASI…
Sürekli devrim isteyenler, büyük hayalleri varken, bulundukları küçük alanlarda mücadele edenler için, güce sahip olmak, daha büyük alandan mücadele etmek biraz zordur, bir başka boyuta geçmektir.
Gökhan Orhan, duruşu, partisine verdiği emeği, mücadelesi ve karakteri ile 6. Adayın oyunu, desteğini aldı.
Partisi için bu devrimin bir anlam kazanması için Gökhan Orhan, o 6. Adaya kulak vermeli, onu geliştirip, büyütmeli.
Büyük bir gücün, küçük temsilcisi olduğu dönemlerde bir mücadelesi vardı, özellikle kadınlar ve gençlere ilişkin söylemleri, şimdi o gücün en tepesindeki isim ve kadınların, gençlerin kendisinden beklentisi büyük, o beklentileri karşılamak zorunda.
Bugün gözü kapalı 300 delegenin, hangi 30 partilinin isteğine göre oy kullandığını iyi bilenlerden birisi, partinin ayağında ki bu prangayı söküp atmak içinde uğraşmalı, bunu partide yeni Gökhanların önünü açmak için yapmalı.
Sonra Türkiye’de artık seçim sistemi ve siyaset biçimi değişti, CHP son yerel seçimler de bu yeni siyaset biçimini başarılı bir şekilde hayata geçirdiği için Büyükşehirleri aldı.
Gökhan’ın sol örgütler, kürt kökenli seçmenle ilgili sorunu olmaz ama Milliyetçi kanadın, muhafazakar kesimin oylarını almak içinde yeni söylemler geliştirip, bu kanadı da kucaklamak zorunda.
Evet, devrimler önemlidir, değerlidir ama asıl önemli olan devrim sonrasında ki tutum ve işleyiştir.