Ekonomik veriler, kağıt üzerinde ki işlemler ‘iyileşme’ gösterse de, dolar da düşüş yaşanıyor olsa da,  vatandaşa henüz ekonomik anlamda yansıyan olumlu bir durum yok.
Doğalgaz, elektrik, çay, şeker, aklınıza ne geliyorsa zam üstüne zam, en son sigara zamları ile bu olayın üzerine de mum dikildi.
Böylesi bir ortamda Kurban Bayramı’na giriyoruz.
Kurban, ayrı bir harcama ve masraf demek.
Borcu olana, maddi durumu kötü olana farz olmasa da, kurban kesmeği alışkanlık yapmış bir toplumdan söz ediyoruz.
Ve toplumun önemli bir kısmı borç içinde.
Daire almış, borcu var.
Kredi kartı borcu var.
Var da var.
Umutlar da var ama nereye kadar?
Bugün borcu olan da, işsizlik maaşı alan da, kurbanlık bakıyor, kurban kesme, bayramı bayram tadında geçirme derdinde.
10-15 hatta 20 yıllık borçlanma ile mülk sahibi olma dönemlerini yaşadık, borç artık çokta rahatsız etmiyor ama artık borç bulmak, borçlanmak ta ayrı bir dert.
Böylesi bir ortamda gireceğimiz Kurban Bayramı elbette ki büyük çoğunluk için buruk geçecek.
‘Borçlanarak kurban kesmektense kesilmesin’ demek te bir yöntem ama yıllardır kurban kesmeyi alışkanlık yapmış insanların, kurban bayramını kurbanlık kesmekten karşılaması daha büyük bir sıkıntı, daha büyük bir sorun.
Elbette ki, bugün de, kurbanlıklarını kesip, tatiline kaçacak, keyfine bakacak insanlar da var.
Zaten, en büyük rahatsızlık da, birileri yiyecek ekmek sıkıntısı yaşarken, birilerinin ev de ki domuzunun masrafını hesaplaması değil mi?
Bir bayram için çok mu karamsar bir yazı oldu ama ne acıdır ki, gerçeğimiz ve Kurban Bayramı’nda ki tam olarak durumumuz bu.
Her şeye rağmen bir Kurban Bayramı’nı daha hep birlikte kutlayacağımız için mutlu olmamız, şükür etmemiz gerekli.
Tüm sıkıntıların azaldığı, birlik-beraberliğimizin arttığı bir Kurban Bayramı olması umuduyla, tüm inananların Kurban Bayramı kutlu olsun.