KOÜ öğrencileri Mısır ve Doğu Türkistan...
Reklam

KOÜ öğrencileri Mısır ve Doğu Türkistan için bir arada!

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri Mısır’da yaşanan idamları ve Doğu Türkistan’daki zulmü protesto etmek için Kocaeli Üniversitesi, Umuttepe kampüsü sosyal tesisleri önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundular.

KOÜ öğrencileri Mısır ve Doğu Türkistan için bir arada!

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri Mısır’da yaşanan idamları ve Doğu Türkistan’daki zulmü protesto etmek için Kocaeli Üniversitesi, Umuttepe kampüsü sosyal tesisleri önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundular.

KOÜ öğrencileri Mısır ve Doğu Türkistan için bir arada!
01 Mart 2019 - 09:34

Kocaeli Üniversitesinde, Kocaeli Üniversitesi Mescid Birliği öncülüğünde toplanan üniversitesi öğrencileri hazırladıkları basın açıklamasını okuyup,  zulüm gören Müslüman coğrafyaları için dua ederek programlarını tamamladırlar. 
 
MISIR’DAKİ VE DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ZULÜMLER İÇİN BASIN AÇIKLAMASI
 
Onlar Rabb’lerine iman etmiş genç yiğitlerdi. Biz de onların hidayetlerini arttırdık. (Kehf Suresi 13. Ayet)
 
Mısır’da 2013 yılında halkın iradesine darbe vurulup Sisi cuntasının başa gelmesi ve Rabia Meydanında darbeye direnen halkın hunharca katledilmesiyle başlayan süreç; cuntanın hukuksuz ve keyfi suçlamalarıyla zulümde her geçen gün yepyeni bir boyut kazanmaktadır. Bu süre zarfında halkın meşru temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve onun dava arkadaşları hapsedilmiş, haklarında yapılan uydurma suçlamalar sonucu bir kısmı idama mahkum edilmiş, bir kısmı hakkında da ağır cezalar verilmiştir. Mısır’da gerçekleştirildiği iddia edilen hukuki süreç, son idam kararları ile beraber net bir şekilde adaletin, hakkın ve hukukun ayaklar altına alındığı katliamlara dönüşmüştür. Bu noktada uydurma suçlamalarla hakkında idam kararı verilen 9 genç kardeşimiz darağacına götürülmüş ve şehit edilmiştir.


 
Uluslararası toplumun, İslam ülkelerinin ve çeşitli uluslararası hukuk kuruluşlarının ciddi bir tepki vermemesi, arkasına Amerika, İsrail, İngiltere ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin gücünü alan darbecileri daha da azgınlaştırmaktadır
 
Bununla beraber yetmiş yıldır Çin kontrolü altında bulunan ve Türkiye'nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan Doğu Türkistan'da da Müslümanların durumu içler acısıdır. Çin yönetimin küresel bir güç oluşu ve boşluk bırakmayan bir diplomasi yürütmesi Doğu Türkistan'la ilgili sağlıklı bilgi akışının ve oradaki Müslümanlarla iletişimin önüne geçmektedir. Hangi renkten, dilden ve inançtan olursa olsun bir topluluğun temel haklardan mahrum bırakılarak sistematik baskılarla asimile edilmeye çalışılması kabul edilemez.

 
Doğu Türkistan'da yaşayan kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.
Çin'in bu baskılara gerekçe olarak tüm Müslüman Doğu Türkistan halkını şiddetle ilişkilendirmesi de kabul edilemez. Tam tersine insanların temel hak ve özgürlük talepleri karşısında Çin yönetiminin baskı ve tahakküm uygulaması bir şiddettir.
 
Siyonizmin ve emperyalist ABD'nin üst akıl olarak yönlendirdiği İslam coğrafyasındaki kukla rejimlerin her gün yeni bir cinayet, katliamla küresel küfrün siyasi ve ekonomik işgaline karşı direnen İslam gençliğini hedef alması tepkisiz kalınacak bir hadise değildir. Bu vahşete en yüksek perdeden tepki göstermek tüm Müslümanların itikadi mesuliyeti, asli vazifesidir. Köleleşmeyen, esir olmayan, hür irade sahibi tüm İslam ülkelerinin devlet başkanları, idarecileri zalim Sisi ve onun gibilerin zulmünü durdurmak için harekete geçmelidir. Masumların kanını döken Sisi ve avenesinden hesap sorulmalıdır
Bu durum, bizlerin kardeş olma ve Ümmet olarak birlik içinde hareket etme sorumluluğumuzu bizlere tekrardan hatırlatmalı ve bütün dünyanın Mısır’da ve Doğu Türkistan’da üç maymunu oynadığı bugünlerde Müslüman kardeşlerimizin sesi olma misyonumuzu yeniden kuşattırmalıdır. Bizler biliyoruz ki, bu Ümmet Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp dini yalnızca Allah’a has kılarak yaşadıkça daima güçlü olacak ve o zalimlerin tuzakları kendi başlarına dönecektir.
 
Sessizliğimizden, ümmetin sinmişlik halinden cesaretle cüretkâr bir şekilde Keşmir'de, Uygur'da, Arakan'da, Doğu Türkistan’da, Mısır'da Müslümanlar katledilirken sukut etmek ehl-i imanın sadece dünyasını değil ahiretini de berbat edecektir. 'Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir.' Yeryüzünün neresinde bir kardeşimiz acı çekiyorsa onun acısını hissetmek ve yardımına koşmak en büyük mükellefiyetimizdir. Unutulmamalıdır ki Allah; kâfirlerin ve zalimlerin karşısında 'birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.
 
Bizler mescid birliği olarak, Kocaeli Üniveritesindeki Müslüman gençler olarak, tıpkı Seyit Kutup gibi idam sehpasına çıkarılarak şehid edilen kardeşlerimizin şehadetini tebrik ediyoruz. 
Allah’ım,
 
Çığlıklarımızın bir gün zalimlerin tahtını sallayıp onları alaşağı edeceğini bize müjdele. 
 
Rabbim, zayıflığımızı gider, bizlere güç ve kuvvet bahşet.
 
Yemen'de, Suriye'de, Libya'da, Afganistan'da, Mısır'da ve Müslümanların baskı ve zulüm altında inlediği her yerde akan kanın durdur. Zulmün ve işgallerin sonlandır. Tüm Müslümanların ittifakına, ittihadına vesile olacak sebepler yarat.
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
 
Muhakkak ki akıbet muttakilerin olacaktır…
MESCİD BİRLİĞİ

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
"Bugünün kazananı yarının kaybedeni olabilir"
Anadolu basınının kalbi Gebze’de attı
Anadolu basınının kalbi Gebze’de attı