Kocaeli’de 529 binada insanlar ölümle burun...
Reklam

Kocaeli’de 529 binada insanlar ölümle burun buruna yaşıyor!

TMMOB Kocaeli, 17 Ağustos’un yıldönümünde, hayatını kaybedenleri andı. Yapılan açıklamada, Kocaeli’de hala içinde oturulan 529 binanın bulunduğu ifade edildi.

Kocaeli’de 529 binada insanlar ölümle burun buruna yaşıyor!

TMMOB Kocaeli, 17 Ağustos’un yıldönümünde, hayatını kaybedenleri andı. Yapılan açıklamada, Kocaeli’de hala içinde oturulan 529 binanın bulunduğu ifade edildi.

Kocaeli’de 529 binada insanlar ölümle burun buruna yaşıyor!
17 Ağustos 2019 - 12:01

Türkiye Makine Mühendisleri Odaları Birliği, 17 Ağustos Gölcük depreminin yıldönümünde Sabri Yalım Parkı’nda hayatını kaybedenleri meşalelerle andı. Gerçekleştirilen açıklamaya TMMOB’ye bağlı oda üyeleri ve STK’lar da destek verirken TMMOB adına basın açıklamasını okuyan Kocaeli İKK sekreteri Murat Kürekçi deprem öncesi ve sonrasında yapılan uygulamalar hakkında bilgi verdi.   

16 İL DEPREMDEN ETKİLENDİ
Kürekçi açıklamasında ise şu ifadelere yer verdi: "Kuzey Anadolu Fay hattı dünyanın en tehlikeli faylarından biridir. Bingöl Karlıova’dan Marmara Denizi‘ne ve oradan da Yunanistan‘a geçen bir fay hattıdır. Bu fay hattında oluşan her deprem başka bir depremin habercisi olarak fay hattı üzerinde veya yakınında bulunan kentleri büyük ölçüde etkilemektedir.  Bu nedenle büyüklüğü 7i4 olan 17 Ağustos Gölcük merkezli deprem; başta İstanbul olmak üzere çevre illeri büyük ölçüde etkilenmiştir. En büyük can kayıpları Kocaeli, Sakarya ve Yalova‘da ortaya çıkmıştır. 16 ilimiz bu depremden etkilenmiştir. Depremler; can kaybı, yaralanma, sakat kalma, ekonomik kayıplar, psikolojik sorunlar, bulaşıcı ve salgın hastalıklar, pazar kaybı, üretim ve gelir kaybı, enflasyon, acil yardım harcamaları, işsizlik ve planlanan yatırımların gecikmesi gibi önemli sonuçlar doğurmaktadır. 17 Ağustos Depremi bu sonuçların tümünü ortaya çıkaran bir deprem olarak kayıtlara girmiştir.   

20 MİLYAR DOLARDAN FAZLA EKONOMİK KAYIP

Ülke tarihimizin en büyük ve sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan Gölcük Merkezli Doğu Marmara depreminin üzerinden tam 20 yıl geçti. Bu depremde; Resmi rakamlara göre 18 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetti, 50 binden fazla kişi yaralandı. 330 bin konut, 50 bin işyeri hasar gördü, Yapıların %6'sı yerle bir oldu, %7'si ağır hasar aldı ,%12‘si de orta ölçekte hasar gördü. Yani yapılarımızın %25‘i, kullanılamaz hale geldi. Kimi referanslara göre 20 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp ortaya çıktı. Kocaeli’de depremde ağır hasar alan 29 binanın içerisinde insanların yaşadığı bilinmektedir. Yapı stokumuzun yaklaşık yüzde 50’si hala depreme dayanıksız olduğu ve maalesef Kocaeli’de yapılaşmayla ilgili çok ciddi yol alınamadığı ilgili oda yetkililerimizce ifade edilmektedir. 

500 HASARLI BİNADA YAŞAM DEVAM EDİYOR
İlimizde, 1999 Depremi’nde yaklaşık 4 bin binamız orta hasar almış, ancak 2 bin tanesi güçlendirilmiştir. Kalan 2 bin adet bina, hala insanlarımız tarafından kullanılmaktadır. 2012 yılında çıkarılan Kentsel Dönüşüm Yasası’ndan sonra binaların depreme dayanıklı olup olmadığı lisanslı firmalar tarafından testleri yapılarak raporlanmaktadır. Bu raporlar sonucu yaklaşık 5 bin binanın risk analizi yapılmış olup, bunların 4 bin 500 tanesi yıkılmıştır. Geriye kalan 500 binada ise hala yaşamın devam ettiği bilinmektedir. Bu durumda ilimizde en az 529 bina da yaşayan hemşehrilerimiz 0'35' bir depremde ölümle burun burunadır ve 0 evlerde yaşamların devam etmesine Belediyelerimiz göz yummaktadır. Kartal’da kendiliğinden yıkılan bina dahi Belediyelerimizi yaşatmak için harekete geçirememiştir. 

YIKICI VE ACI SONUÇLAR
Açıklıkla söylenebilir ki 17 Ağustos Depreminin acı sonuçları henüz yaşanıyorken yapılan bilimsel çalışmalar ve mevzuat değişiklikleri daha sonraki dönemlerde birer birer geri alındı veya yapılan düzenlemeler amacından uzaklaşmıştır. Depremlerin yıkıcı ve acı sonuçları da kullanarak yeni bir rant düzeni oluşturulmuştur. Proje müelliflerinin imza yetkilerinin kaldırılmasıyla, sorunlu Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği maddeleriyle, İmar Aflarıyla, Yapı Denetim Sistemi ve benzeri yasal düzenlemelerle, Mühendislik hizmetinin niteliğini yükseltmek yerine meslek odalarını işlevsizleştirerek sahte mühendisliğin önünü açan bu düzenlemelerle ancak; Depreme dayanıksız, mühendislik hizmeti almamış yapıların sayısı artar. Ülkeyi yönetenlerin tercihini  bilimden, doğadan ve insandan yana kullanmaları, ülkemizin deprem gerçeğine uygun ulusal bir deprem politikası belirlemeleri artık acil bir meseledir. 17 Ağustos Depremini Unutmadık, Yaşam için Unutturmayacağız.”


 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Şampiyon, son hafta Mersin deplasmanında
Şampiyon, son hafta Mersin deplasmanında
Çiftçi, vatandaşlarla iç içe
Çiftçi, vatandaşlarla iç içe