Dün bir basın toplantısı düzenleyen SP Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik; “Şu anda kelimeler boğazımda düğümleniyor. Yaşadığım şoktan ötürü meramımı nasıl ifade edeceğim diye adeta kıvranıyorum. Nitekim geçtiğimiz hafta Kocaeli’de yaşayanlar olarak büyük bir şok geçirdik. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu “İcra Dairesi” açarak dünya tarihine geçti. Evet! Yanlış duymadınız.  Büyükşehir Belediyesi kurdeleli-makaslı bir tören gerçekleştirdi ve aklımızla dalga geçerek “8. İcra dairesi"ni hizmete açıyorum” dedi. Belediye Başkanının burada ne işi var? Başkana samimiyetle soruyoruz. " 8. İcra dairesi" ne iş yapar?  Halkımız için hayırlı bir hizmet midir? Öyle zannediyorum ki;  Bunlar en sonunda milleti yanlış ekonomi politikalarıyla borca esir ettiklerini kabul etti ve “Biz milletin ekonomik sıkıntılarına hiçbir çözüm bulamadık, bari haciz işlemlerini milletimize yakışır şekilde yürütelim.” dediler. Sonra da "8. İcra dairesi"ni büyük bir şeref vesikası olarak açtılar.” Dedi. Çelik ayrıca; “Bunlar önce Pazar yapacağız dedikleri yere ücretli otopark yaptılar, sonra da o otoparkın bir katını alelacele icra dairesi diye törenle açtılar. Buradan anlaşılıyor ki icralık çok adam var. E bir de baktılar dediler ki “Millette para falan yok, pazara gidip alışveriş yapamaz. En iyisi icra dairesi açalım da ek gelirimiz olsun.”

Belediye kendine çok güzel bir gelir kaynağı buldu. Bu kaynakla çar-çur ettiği paraları, yaptığı israfları kapatmaya, ört-bas etmeye çalışıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin; Türkiye’nin en borçlu belediyesi olarak icra dairesi açması ne kadar da manidar?  Büyükşehir Belediye Başkanı kendine dükkan açmış, bu dükkanla belediyenin borçlarını halktan tahsil etmeye çalışıyor. Millet ne bekliyor? Bunlar ne yapıyor?” dedi. 

BU DAVA HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ BİR DAVADIR

Çelik; “ABD’de devam eden Zarrab davasının Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Bizim bu konuda söylediğimiz net. Biz Zarrab üzerinden Türkiye'ye ekonomik ve siyasi bir kumpas kurulmasına asla rıza göstermeyiz. ABD'nin hesabı Zarrab’la değil Türkiye iledir. Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır. Ancak bizim bu söylediklerimizi kimse çarpıtmaya ve iç siyaset malzemesi yapmaya kalkmasın. Biz ABD'nin Türkiye üzerindeki planlarına karşı olduğumuz kadar, rüşvet ve yolsuzluğa da karşıyız. Rüşvet ve yolsuzluk iddialarının Türk adaleti önünde aydınlatılması; bu iktidarın Türkiye'ye ve Türk milletine karşı sorumluluğudur. Bunu bir vatan müdafaası gibi gösterip yolsuzlukların üzerine örtemezsiniz.

KUDÜS İZZETİMİZDİR, ONURUMUZDUR

Şüphesiz ki Trump çılgın ve tutarsız bir insan. Ancak Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi atacağı en çılgın adım olur. Böyle bir kararın ardından yaşanacak olayların hesabını ne tarih önünde ne de insanlık vicdanında veremez.  Ne yazık ki Müslümanların birbirine düşmüş halinden en çok yararlanan ülke İsrail. İslam ülkeleri birbirleriyle ve kendi iç problemleriyle boğuşurken, İsrail adım adım Arz-ı Mev’ud hedefine yürüyor. Kudüs bizim onurumuzdur, namusumuzdur, izzetimizdir ve kıblemizdir. Kudüs bir İslam şehridir ve böyle kalmaya devam edecektir. Bugün İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma bakıp kimse ellerini ovuşturmasın.  Bu coğrafya Moğol istilalarını, Haçlı seferlerini bertaraf etmeyi nasıl başarmışsa, İsrail’in ABD’nin planlarını da öyle boşa çıkaracak ve tarihin çöplüğüne atacaktır. Gelinen noktada biz hükümetten ilk somut adım olarak Mavi Marmara anlaşmasını iptal etmesini istiyoruz"dedi.