Siyasetin en büyük hastalığıdır, muhalefetteyseniz iktidara vuracaksınız!

Çayırova’da da tam bu bildiğimiz hasta ruhlu siyaset hayata geçmiş durumda.

Şevki Demirci başkanlığında Çayırova Belediyesi 4 yılda 40 yıldır hayali kurulan hizmetleri almaya başladı ve 40 yıldır kangren olan sorunlar masaya yatırılmış durumda.

Emek ve İnönü Mahallelerin de yapılacak kentsel dönüşüm, tüm Türkiye’de olduğu kadar Çayırova’da da sorun.

Ve bu büyük sorunu, yılların kangren olmuş sorununu çözüm için çeşitli yollar aranıyor.

Sorunun çözümünde Çayırova Belediyesi tek başına inisiyatif kullanamadığı içinde bakanlıklarla yazışma ve Ülke genelinde aranacak çözümle bir yol haritası oluşturulmaya çalışılıyor.

Bizim bildiğimiz Şevki Demirci, öyle uzun uzadıya arayışlarla zaman geçirmez, bakanlık yada başbakanlık kararlarını beklemez, doğru olduğuna inandığını hayata geçirir.

Lakin bu sorun öyle önemli bir sorun ki, hem vatandaşın mağdur olmaması gibi bir hassasiyet var, hem de Kamu’nun haklarını gözetmek var.

Bu nedenle Demirci’de merkezi yönetimin bu konuda ki tavrını ve alacağı, uygulayacağı kararı bekliyor.

Sorun elbette büyük ve çözümü de öyle kolay değil.

Ve bu sorun sürekli muhalefet tarafından kaşınıyor.

Ortaya makul çözümler koymak yerine, bu sorun üzerinden belediye yıpratılmaya çalışılıyor.

Ve o bildiğimiz siyasi dil, ‘muhalefetsen eleştir’ mantığı hayatta.

Yuvarlak cümlelerle belediye yönetimi hedef alınıyor.

‘Rant’, ‘yandaşı kayırma’, ‘parayı vurma’, ‘vatandaşı mağdur etme’, ‘kaynakları sömürme’ gibi somut örneklerden uzak, ‘çamur at izi kalsın’ mantığı ile Çayırova Belediyesi’ne vuruluyor.

Israrla Çayırova’nın son yıllarda aldığı hizmetler görülmüyor.

Şevki Demirci’nin belediyenin borçlarını öderken gösterdiği özveriye ve borç öderken dahi ihtiyaç duyulan hizmetlerin İlçe’ye gelmesi için verdiği gayret ısrarla görmezden geliniyor.

Çayırova’ya tarihi hizmetler kazandıran bir çok eksik projeyi tamamlayan bir başkana sırf siyasi gözlükle bakıp, bu kadar ağır eleştirilerde bulunmak doğru değil diye düşünüyorum.

Bazen bardağın dolu tarafına da bakabilmek, o erdemi göstermek gerekli.