Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 6 Mayıs 2019 günü İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar vererek, 47 yıl sonra yine bir 6 Mayıs günü Türkiye’de Adalet’i, Hukuk’u bir kez daha ayaklar altına aldı.

1972 yılının 6 Mayıs’ın da, uydurma delillerle Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan asılmıştı.
Tam bağımsız Türkiye özlemi içinde ki bu gençlerin ortak özellikleri, Filistin’de İsrail zulmüne karşı savaşmışlardı.

Bağımsızlık isteyen gençleri asan mahkemeler, elbette ki kendilerini haklı çıkartacak deliller bulacaklardı, öyle yapıldı.

6 Mayıs 2019 yılında YSK’da akılla izahı olmayan, insanların vicdanında kabul görmeyen bir karar alarak İstanbul seçimlerini yeniliyor.

Gerekçe çok ilginç, seçim kurullarında görev yapan sandık başkanları ve üyelerinin, yasalar karşısında bu görevi yapmaya uygun isimler olmadıkları.

Yani bu sandık başındaki isimleri atayan YSK hata yapmış, sandık başkanı olmayacak, kurulda yer almayacak isimleri atamış, bunu yapan YSK yada İl veya İlçe Seçim Kurulu.Davalarda açılıyor, bu sandık başkanları ve onları atayanlar ceza alacak.

Sayıları azda değil, sandıkların üçte biri kadarında şaibeli isimler başkan yada üye olmuş.
Yani İstanbul’da zarfların üçte birini kirli eller açmış.

Peki, ey YSK bu kirli eller sandıkları açarken, Büyükşehir Başkanına ilişkin oynama yapmış ta, Meclis Üyeleri ve İlçe Belediye Başkanına dokunmamış mı?

‘İtiraz edilmedi’ denemez, ortada Millet’in kullandığı oyun gaspı, demokratik hakların ihlali var, bunun düzeltilmesi için itiraza gerek yok ki…
Zarflar madem kirli ellerle sayılmış, o ellerin saydığı her pusula geçersiz olmalı.

Gerçi itiraz da çare değil, CHP Bir çok İl ve İlçe’de itiraz etti, AK Parti, Büyükçekmece ve Maltepe’de itiraz etti, YSK İstanbul dışında ki diğer itirazları gündemine almadı, istenilen tek şey, 23 Haziran’da İstanbul yeniden sandık başına gitsin ve AK Parti’nin adayını seçsin.

Peki, şimdi bunca tantanadan sonra, 23 Haziran’da açılacak sandıkların, temiz ellerce sayılıp, sonucun adil olduğuna nasıl inanılacak?