Hayıtımızı alt üst eden, Dünya’da ki tüm dengeleri değiştiren koronavirüs belasının aşısını bulup, çözüme kavuşturamadık ama bu illetin ne olduğunu hepimiz artık daha iyi biliyoruz.
Su ve sabunu yoğun kullanmak korunma önlemlerinde en başta, topluma karışmamak, evimiz de kalmakta öyle.
Yaşlıları hedef alan, yaşlılarımızın baş düşmanı, yaşlıları ve kronik hastalığı olanları öldüren bir virüs.
Dünya’nın almış olduğu önlemlerin de temel sebebi yaşlılarımızı korumak.
Ekonomik olarak bunca sıkıntıları göze alırken, eğitimi hatta sağlığı aksatırken, en önemli hedef yaşlı nüfusu korumak.
Yaşlı nüfusu korurken bir şeyleri birileri oldukça yanlış anlamış.
Bir kere sadece yaşlıların sokağa çıkmasına yasak getirmek çokta önemli bir adım sayılmaz, tamam bu uygulama ile belki yalnız yaşayan çok az sayıda ki yaşlımızı korumuş oluruz.
Lakin yaşlılarımız genelde çocukları ile, gençlerle bir arada yaşıyor.
Yaşlımıza yasak uyguladık, sokağa çıkmasın, çıkanları eleştirip, alay konusu yapıyoruz, hatta saldıran densizler bile var.
Gençler sokaklarda gezip, virüsle temas ettikten sonra yaşlılarımız evde otursa ne olur...
Hepimizin artık tanıdığımız bu virüsle, mücadelede evde kalmak önemli, en önemli tedbir bu.
Ancak, bu sadece yaşlılarımızın evde kalması anlamına gelmiyor.
Ayrıca yaşlılarımız bu virüsün tek taşıyıcısı değil.
Yaşlılarımızı koruyalım, yaşlılarımızı korumak adına ekonomik kayıpların da, eğitimi ıskalamış olmanın da önemi yok, hepsi tamamlanır, koruyalım elbette ama koruyalım derken de suyunu çıkartıp, dövme, azarlama, şikayet etme noktasına taşımayalım.
Bizim için en önemli kriter, bizim yaşlılarımız için en önemli kural saygıdır, yaşlılarımız önce saygı bekler, bizler de önce saygı göstermeliyiz.