Rejim değişmez, hukukun üstünlüğü, gerçek...
Reklam

Rejim değişmez, hukukun üstünlüğü, gerçek hukukçularla tesis edilir!

Av. Resül Tat, kurulduğu günden itibaren AK Parti’de siyaset yapıyor. 16 Nisan’da yapılacak referandum ile ilgili Tat ile yaptığımız röportaj da, değişiklik maddelerini hem bir siyasetçi, hem de objektif bir hukukçu olarak değerlendirdi. Referandum’da ‘evet’ diyeceklerin de, ‘hayır’ tercihinde bulunacakların da, mutlaka okuması gereken, özel bir röportaj sizleri bekliyor.

Rejim değişmez, hukukun üstünlüğü, gerçek hukukçularla tesis edilir!

Av. Resül Tat, kurulduğu günden itibaren AK Parti’de siyaset yapıyor. 16 Nisan’da yapılacak referandum ile ilgili Tat ile yaptığımız röportaj da, değişiklik maddelerini hem bir siyasetçi, hem de objektif bir hukukçu olarak değerlendirdi. Referandum’da ‘evet’ diyeceklerin de, ‘hayır’ tercihinde bulunacakların da, mutlaka okuması gereken, özel bir röportaj sizleri bekliyor.

Rejim değişmez, hukukun üstünlüğü, gerçek hukukçularla tesis edilir!
30 Mart 2017 - 14:17

Tat, rejim değişikliği söylentileri, ‘tek adamlık’ değerlendirmeleri ve referanduma ilişkin eleştirilerin tam merkezine inerek, bilimsel ve hukuksal alt yapısı olan açıklamalar yaptı. Bölgenin en başarılı hukukçuları arasında yer alan Resul Tat, özellikle HSYK’nın belirlenmesi ve kuvvetler ayrılığına ilişkin, önemli bilgiler paylaştı. Anayasa maddeleri ve tarihte yaşanan gerçeklerle birlikte değerlendirme yapan Tat, “Hukuk sisteminin asıl sorunu , hukuk eğitiminde kalitenin artırılması   ve nitelikli , liyakatlı , vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmamış gerçek hukukçu yetiştirmektir” değerlendirmesi ile de, bugün Tv kanallarında ahkam kesen bir çok konuşmacıya da ders niteliğinde göndermeler yaptı.


İŞTE O ÖZEL RÖPORTAJ;
1-Sizi Tanıyabilirmiyiz. ?
1977 yılında Rize’nin İkizdere ilçesi’nin Gürdere Köyünde  doğdum. İlk ve Ortaöğrenimimi Gebze’de tamamladım. 1993 yılında Gebze İmam Hatip  Lisesi’nden mezun oldum. 1994 yılında girdiğim  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1998 yılında bitirdim. 2000 yılında avukatlık ruhsatını aldım. Bir süre Alemdar Kimya End.A.Ş’de yönetim kurulu üyeliği görevinde bulundum. 2001 yılından itibaren Gebze ‘de serbest avukatlık yapmaktayım. 2001 yılında Ak Parti’nin kurulmasıyla Gebze İlçe Teşkilatının kurucu gençlik kolları  yönetiminde yer aldım.  2004-2009 yılları arasında Gebze belediyesi Meclis üyeliği, 2009-2014 yılları arasında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliği  görevinde bulundum. Bu görevlerim  süresinde İmar Komisyonu başkanlığı , Hukuk ve Dilekçe Komisyonu başkanlığı ,Denetim Komisyonu Başkanlığı görevlerini  ifa ettim. 2014 yılında Gebze Belediye Başkanlığına aday adayı oldum . Şu an hem mesleğimi ifa etmekte hem de sosyal ve siyasi faaliyetlerime devam etmekteyim .  

        
Refarandum da neden evet diyeceksiniz ?  
Bu anayasa değişikliği , akşamdan sabaha hazırlanan bir değişiklik değildir. Ülkemizde yaşanan terör, ekonomik krizler, hükümet krizleri , istikrarsızlıklar , yönetimsel zafiyetler, günü birlik politikalar, iç çekişmeler sebebiyle ihtiyaç duyulan bir sistem değişikliğidir. Mevcut sistemde  karşılaştığımız kronik problemlerimizi minimize   edeceğine inandığım için  ‘’EVET ‘’ diyeceğim. 


Mevcut  Anayasa değişikliği ile ;  "Tek adam Rejimi"  "Dikta bir rejim"  mi geliyor.  

Bu tarz   eleştirileri bir hukukçu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz .?
Yapılan Anayasa değişikliği , bir hükümet sistemi değişikliğidir.  Cumhurbaşkanlığı  Makamı  ve Başbakanlık Makamının yer aldığı  çift başlı hükümet sisteminin yerini,  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi  alacaktır.  Türkiye , rejimini  29 Ekim 1923’te seçmiştir. 1924 Anayasası'nın I. maddesine göre, «Türkiye Devleti,  bir cumhuriyettir». 1982 Anayasa’sının ilk maddesi de aynı şekildedir. Cumhuriyet kelimesi sözlük anlamıyla «halk yönetimi» demektir. Türk  milleti , cumhuriyetin bugün ve gelecekte bütün saldırılardan kesinlikle ve sonsuza kadar korunmasını istemektedir.  Ancak bu Anayasa değişikliği asla bir rejim değişikliği değildir. Sistem değişikliği üzerinden kavram kargaşası oluşturularak yalan bir propaganda  yapılmaktadır. Anayasa , metinleri ''ayet '' değildir. 1982 Anayasa'nın 113 maddesi değişmiştir. Yapılan anayasa değişikliği de ,bir sistem değişikliğidir. Rejim , değişikliği değildir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde , tüm mekanizmalar millete bağlanmaktadır.  Bu nedenle yeni sistem, halkın iradesinin  devletin tüm kurumları üzerinde daha etkin şekilde hissedilmesini sağlayacaktır. Aslında arzu edilen sonuçta budur. 
Cumhurbaşkanı üzerinden bu anayasa değişikliği reformunu değerlendirmek hatalıdır. Cumhurbaşkanımız , kendinden sonrası Türkiye için bu sisteme ihtiyaç olduğunu düşünmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi , milletin hissiyatından ,manevi değerlerinden ,kültüründen ,örfünden uzak halka tepeden bakan , suni vesayet makamlarının (Asker,basın , uluslararası kuruluşlar-şirketler-örgütler  v.s. ) etkisinde olan hükümetlerin kurulmaması ve MİLLİ HÜKÜMET’lerin  oluşumunu amaç edinen bir sistem değişikliğidir. 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemine ‘’EVET ‘’ diyenlerin Tek Adam veya Dikta Bir Rejim beklentisi veya arzusu bulunmamaktadır. İstikrarın olduğu , hükümet krizlerinin yaşanmadığı , hızlı ve etkin yönetim anlayışının hakim olduğu GÜÇLÜ bir Türkiye ideali olanlar ‘’EVET ‘’ demektedir. 
Altı defa gidip ,yedi  defa gelinen   bir sistemde TEK ADAM eleştirisi yapılmazken , yedi defa seçim kaybetmesine rağmen Genel Başkanlığı sorgulanmayan siyasi partilerin bulunduğu görmezden gelinirken en fazla 2 defa seçilebilecek bir Cumhurbaşkanlığı sistemini tek adam veya dikta rejim diye nitelendirmek Akıl Kebap kestane tadında bir değerlendirme olacaktır. 


Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yasama , Yürütme ve Yargı yetkisinin

tek adamda toplandığı iddialarına vereceğiniz yanıt nedir? 
    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde , tam olarak kuvvetler ayrılığı  tesis edilmeye çalışılmaktadır. Yürütme yani Cumhurbaşkanının kurduğu Hükümet , enerjisini icraata yoğunlaştıracaktır. Ülke sorunlarının bertaraf edilmesi , ekonominin güçlendirilmesi , yeni yatırımların hayata geçirilmesi , eğitimde kalitenin sağlanması , enerji sorunlarının giderilmesi , savunma sanayinin güçlendirilmesi , cari açığın kapanması , borçlanmanın denetim altına alınması , katma değeri yüksek ürün imalatının sağlanması , teknolojik ilerleme için gerekli adımların atılması gibi sorunların çözümüne yoğunlaşacaktır. Beş sene sonra yeniden Millete hesap verileceğinden Hükümetin , bu konularda başarılı olmak mecburiyeti bulunmaktadır. Bakanların seçilme kaygısının yerini BAŞARILI olma kaygısı alacaktır. Yönetimde istikrar sağlanacaktır.  
Yasama organı , kanun yapma işlevi önceliği olacaktır. Hükümet tasarısı olmayacağından milletvekillerinin yasa yapılma sürecindeki etkinliği artacaktır. Meclisin Yazılı Soru sorma , Meclis Soruşturması ,Meclis Araştırması ve Genel Görüşme araçları ile de hükümeti denetleme yetkisi devam edecektir. 
Yargının bağımsızlığı maddesi ’’ Madde 9 – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. ‘’ şeklinde değiştirilmektedir. Maddeye ‘’Tarafsızlık ‘’  kelimesi eklenmektedir. Yargı  asıl işlevi olan ‘’  adalet’’ i  tesis etmeye çalışacaktır. Bu konuda yapılan eleştiriler de yersizdir. Hakimler Savcılar Kurulu  ve  Anayasa mahkemesi üyelerinin Cumhurbaşkanı ve Meclis tarafından seçilmesi üzerinden yoğun eleştiri ve çarpıtma yapılmaktadır. Cumhurbaşkanın halihazırda HSYK ve Anayasa mahkemesine üye seçme yetkisinde bir artış söz konusu değildir.  Anayasa Mahkeme üye sayısı  17’den 15’ e , Hakimler Savcılar Kurulu 22 üyeden 13 üyeye düşmektedir. 1982 Anayasası’nın 138. Maddesi aynen muhafaza edilmektedir. Cumhurbaşkanı , bu üyeleri seçerken keyfi davranması da söz konusu değildir. Sayıştay,Danıştay ,Yargıtay’ın, baro başkanlarının her bir boş adaylık arasından göstereceği üç adaydan birini seçecektir. Cumhurbaşkanın hem Anayasa mahkemesine  , hem de Hakimler ve Savcılar Kurulu’na seçeceği üyeler belli aşamalardan geçtikten sonra belirlenen üç isimden birini seçmesi şeklinde olacaktır. Hakimlerin kendi aralarında seçim yapması usulü daha büyük sakıncalar doğurmuştur. Bu sefer seçim süreçlerinde  yargıda keskin kamplaşmalar olmuş , yargıyı  FETÖ terör örgütü ele geçirmiştir. Bu sakıncaları bertaraf etmek bu değişiklik yapılması düşünülmüştür. Hakimlerin tamamına yakınında  bu sistemde değişiklik    yapılmasına ihtiyaç olduğu görüşü hakimdir. 
MADDE 138.  Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Bu konuda şahsi kanaatim şudur ki ; önemi olan gerçek hukukçular yetiştirmektedir. Hukukçunun kim tarafından seçildiğinin bağımsızlık  olgusunun en önemli unsuru değildir.  Gerçek hukukçu , hiçbir makam ve kişinin tesiri   altında kalmadan önündeki olaya göre vicdanı hür bir şekilde hiçbir kaygı gütmeden yasal mevzuata göre karar verir. Hukuk sisteminin asıl sorunu , hukuk eğitiminde kalitenin artırılması   ve nitelikli , liyakatlı , vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmamış gerçek hukukçu yetiştirmektir. 


Milletvekilliği seçilme yaşının 18’e indirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz. ? 
    Buradaki  amaç ;  gençlerin siyasete ilgisini artırmaktır. Dünyada bir çok ülkede de bu düzenleme bulunmaktadır. Kısıtlamanın ortadan kaldırılmasına ilişkin bir düzenlemedir. Gençlerin bu noktada önündeki engeller kaldırılmıştır. Türkiye’nin en önemli dinamiklerinden biri genç nüfusudur. Gençlerimize güvenmek zorundayız.  Gençler de bu yarışın içinde olacaktır. Gençliği ile bilgisini pekiştirip artı bir sinerji oluşturan gençlerimiz mecliste yer edinecektir. Gençlerin düşüncelerini , hayata bakışlarını , dünyayı algılamalarını , sorunlarını dile getirecek onları temsil edecek  milletvekillerinin de mecliste yer bulması  temsilde adaleti sağlayacaktır. Kuşak farkından kaynaklı olayları yanlış  değerlendirme handikabını ortadan kaldıracaktır. 


Her şey Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılacak,

Gazi meclisin önemi azalacak eleştirilerine katılıyor musunuz ? 
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi konusu da çarpıtılan bir konudur. Yürütme sadece kendi yetkisine ilişkin konularda hızlı hareket etmeyi sağlamak için  Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.
 Temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle , siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.
Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. 
Konu bu kadar açık ve net şekilde Anayasa da açıkça ifade edilmesine ve kanaatimce en ufak bir suistimale ihtimal dahi bırakılmamışken bu eleştiriler iyi niyetli değildir. 


Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Cumhurbaşkanı ve bakanların denetlenemeyeceği ve yargılanamayacağı iddia edilmektedir. ? Bu konudaki görüşleriniz nedir. ? 
Öncelikle mevcut hali ile Cumhurbaşkanı , vatana ihanet dışında hiçbir suçtan yargılanamamaktadır. Mevcut durumu dikkate almadan yeni düzenlemeyi değerlendirmek sağlıklı bir değerlendirme olmayacaktır.  Yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanı her konuda suç işlediği iddiası ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin (400 milletvekilinin )  gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Cumhurbaşkanı , cezai sorumluluğu artırılmıştır. 
En büyük denetim organı millet olacaktır. Cumhurbaşkanı kuracağı hükümetle millete karşı siyasi sorumluluğu ensesinde hissedecektir. Her alanda başarılı olmak mecburiyeti olacaktır. Türk halkı , başarıyı ödüllendirdiği gibi başarısızlığı da cezalandırmayı bilen erdeme sahiptir. Geçmiş dönemlerde bilindiği üzere birinci parti olan bir siyasi partiyi sonraki seçimde sandığa gömmüştür. Beş yılda bir millete hesap verilecektir. 


Referandumda Evet  çıkması ile Türkiye’nin daha güçlü olacağına inanıyor musunuz ?
Bu değişiklik anında bir ekonomik büyüme sağlamayacaktır.  Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünleri üretmesi ve bu alanda uluslararası markalar oluşturması  gerekir. Türkiye’nin ilk beş yüz firması bir yarım elma (I PHONE ) etmektedir.  Ancak bu sistem değişikliği Türkiye’nin patinaj yapmasına son verecektir. Otobanda yol almak ile çukur, tümsek  toprak bir yolda  yol almak arasında fark olacaktır. Arzulan Güçlü Türkiye  hedefimize daha  kolay ulaşmamızı sağlayacaktır.

  
16 Nisan sonrası EVET  çıkması durumunda günlük yaşantımız nasıl etkilenecek ?

HAYIR çıkması durumunda etkileri nasıl olacak ? 
Bu bir hükümet sistemi değişikliğidir. Günlük hayatımızda doğrudan bir etkisi olmayacaktır. Hayır çıkma ihtimalini öngörmüyorum. Ancak her iki durumda birbirimize kenetlenerek , birlikte yaşam ülkümüzü geliştirerek daha güçlü bir Türkiye’nin inşası için çalışacağız. Yarınımız , bu günümüzden iyi olacaktır. Çünkü ; bu ülke insanı kamplaşmak değil kucaklaşmak istiyor, savaş değil barış istiyor, kan ve göz yaşı değil sevgi istiyor, Güçlü bir Türkiye istiyor.

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
"Bugünün kazananı yarının kaybedeni olabilir"
Anadolu basınının kalbi Gebze’de attı
Anadolu basınının kalbi Gebze’de attı