Türkiye’de, son dönemde gündem, baş döndürücü hızla değişiyor. Bu aralar, bu hız daha da arttı.

Geçtiğimiz haftalarda AK Parti, İl ve İlçe Başkanlarını Genel Merkez’de topladı. Kapalı kapılar ardında toplantılar yapıldı.

Bu toplantıların şifreleri çözülmeden, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemine ilişkin açıklama yaparak, AK Parti’nin görüşmelerini havada bıraktı.

Partiye yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgi, bir erken seçim hazırlığı idi.

Tam seçim hazırlıkları ve seçime dair ip uçları verilip, tarihe ilişkin nabız yoklanacakken, Bahçeli’nin açıklamaları gündemi bir anda ters-yüz etti.

Erken seçim söylenti ve beklentileri de rafa kalktı.

Devlet Bahçeli’nin ‘Başkanlık’ çıkışı, ‘Fiili durumu, yasal hale getirelim’ söylemi, iktidarın yönünü, başkanlığa çevirirken, muhalefetin de tepkisini çekti.

Bahçeli, aslında hem kişisel olarak kendisi için, hem de partisi için doğru olanı yaptı.

Bugün yapılacak seçime MHP, kendi iç sorunları ile birlikte gitse sıkıntılı bir tablo alabilirdi.

Başkanlık tartışmaları, referandum hazırlık ve çalışmaları, seçimi unutturacağı için MHP içinde toparlanma süreci olacak.

Hem söyleminde de çok haklı.

Türkiye’de, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra zaten bir başkanlık durumu yaşanıyor.

OHAL ile birlikte bu zaten resmileşmişte oldu.

Bahçeli’de bu fiili durumun, yasal olması gerektiğini söyledi.

Hani muhalefet edilecek çokta bir durum yok.

AK Parti ile MHP’nin sandalye sayısı zaten sistemi değiştirmeye yetmiyor. Dolayısıyla bir referandum gözüküyor.

Yani halk karar verecek, sistemin adı parlamenter mi olsun? Yoksa Başkanlık mı olsun?

Nisan yada Mayıs’ta sandık konur, halkta kararını verir.

Bahçeli’yi eleştirmek yerine, eğer ki başkanlık sisteminin yanlışları var ise ve memleketimize fayda sağlamayacak ise bunu ortaya koymak, halkı ikna etmek gerekli.

Hem, başkanlık sisteminden de ziyade, ‘nasıl bir başkanlık?’ sorusunu da çok iyi tartışmak ve analiz etmek gerekli.

Şuan için Türkiye’nin aslında bir başkan sorunu da yok. Parlamenter sistemden kaynaklı tıkanıklıkta yok. Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak, Başbakanlık yetkilerine de sahip. İktidar partisinin tartışmasız lider kabul ettiği, düşünce ve kararlarını emir kabul ettiği bir isim.

Bu başkanlık meselesini de Recep Tayyip Erdoğan özelinden çıkartıp, memlekete getirecekleri ve götürecekleri üzerinden tartışmak gerekli.

Erdoğan’ın başkan olmayı kişisel olarak istediği görüşü biraz güdük. Çünkü, Erdoğan zaten tek adam ve şuan ki konjektör de başkan.

Asıl tartışılması gerekli, parlamenter sistemde ki eksikler ve nasıl bir başkanlık sistemi ile ülkemizde ki bir takım işleyişi daha kolay hale getiririz…